Haziran ayında Kimi Raikkonen Red Bull’a mı gitsem Lotus’a
mı gitsem kararsızlığını yaşarken gazeteler ve internet siteleri de bu
söylentilerle çalkalanıyordu. O günlerde
Ferrari’nin adı bile yoktu ortada. Kimi Raikkonen “vereceğim karar insanlara
garip ya da komik gelebilir ama ben bildiğimi yapacağım” dediğinde Twitter’dan
“Raikkonen böyle dediğine göre yoksa Ferrari’ye mi gidiyor” diyerek hiç
olmayacak bir ihtimali dillendirmiştim. Bunu söylerken de söylediğime kendim de
inanmamıştım. Çok değil iki hafta sonra konu ilk defa internet sitelerine
düştü, konuşuldu konuşuldu ve 2 ay boyunca gündemin ilk maddesi oldu. Nihayet
geçtiğimiz hafta Raikkonen Ferrari’ye 2 yıllık imzayı attı ve 2009’da kovulduğu
takıma tekrar geri döndü.
Bu konuyla ilgili merak edilen o kadar çok şey var ki, ben
de okurlardan gelen sorulara kendimce cevap vererek bakış açısı sunmak istedim.
Ferrari’de 1.pilot uygulaması devam edecek mi? Yarışmalarına
izin mi verilir? (Hikmet Meryumoğlu-Hasan Harun Karaduman)
Aslında Schumacher dönemi bittiğinden beri Ferrari’de
1.pilot uygulaması yoktu. Schumacher’in ayrıldığı son sezonda Massa’nın gözle
görülür derecede başarılı performansı takımın Raikkonen’in gelişiyle birlikte
1.pilot uygulamasının sona erdiğine ve iki pilotun eşit sayılacağını
belirtmesine neden olmuştu. Nitekim, Massa 2007 sezonunun ilk yarısında
Raikkonen’den daha hızlı olmuştu. Fransa GP’sinden itibaren Kimi Raikkonen öne
geçmiş ve Massa’nın şampiyonluk şansı matematiksel olarak bitene kadar da eşit
değerlendirme devam etmişti. 2008’de bunun tam tersi oldu ama yine Kimi’nin
şansı bitene kadar birinci pilot belirlenmedi. 2010 sezonuna Massa ve Alonso
eşit başladı ancak gerek Alonso’nun bencilliği ve hırsı (Çin GP’de Massa’yı
ittirerek pite ilk girişini hatırlayın) gerek hızı, gerekse takıma liderlik
etmesi beklenenden çok daha önce, iki pilot arasındaki puan farkı henüz
40’lardayken birinci pilot sayılmasına neden oldu. Sonrasında Massa Alonso’yu
hiç zorlayamadı ve Alonso doğal birinci pilot muamelesi gördü. Ancak yine de
takım hiç açıkça birinci pilot Alonso’dur demedi.
Durum böyleyken Raikkonen gibi şampiyon ve çok hızlı bir
pilotun gelişi sonrası Ferrari takımının birinci pilot belirlemesi pek akla
sığmaz. Pilotlardan biri diğerini net şekilde sürekli geri bırakmadıkça birinci
pilot belirlenmeyecektir.
İstanbulpark’taki Vettel-Webber kazası gibi bir durum olursa
takım kimi destekler? (Talha Ömer Gol)
Öncelikle bu tarz bir kazayı Raikkonen ve Alonso’dan
beklemiyorum, zira her ikisi de savunma ve atak meselesini çok usta şekilde
yapıyor. Bu iki pilottan birinin karıştığı bu tarz bir kazayı en azından 5-6
yıldır izlemedik. Diyelim ki oldu. Ne olacak? Tabii ki hangi pilotun haksız
olduğuna bakılıp sonradan bir açıklama yapılacaktır. Eğer ben takım başkanı
olsaydım pilotlardan birisi haksız olsa bile bunu basın önünde açıklamazdım ve
kapalı kapılar ardında çözerdim. Aksi pilotların küsmesine yol açabilir.
Ferrari’den Red Bull tarzı bir suçluyu koruma davranışı beklemiyorum açıkçası.
Kısacası, pilotlardan birisi kayırılmaz bana göre.
Raikkonen 2.pilot olmayı kaldırabilecek mi? Alonso’ya destek
olmayı kabul mu edecek? (Onur Baran Ökten)
Raikkonen ikinci pilot olmayacağı için bu soru aslında
olmayacak bir konuya işaret ediyor. Transfer yapılırken yüklenen anlam bir
süper takım oluşturmaktı. Ancak, eğer Alonso açık şekilde hızlı olursa ve Kimi
ikinci pilot durumuna düşerse motivasyonunun çok azalacağı kesin. Bunu 2008
sezonu ve 2009’un ilk yarısındaki davranış tarzından çıkarabiliriz.
Raikkonen ralli tecrübesiyle Alonso’dan daha iyi bir pilot
oldu bana göre. Alonso 2.pilot olmayı kaldırır mı? (Dinçer Yılmaz)
Bir önceki sorunun tam tersi bir soru. Raikkonen’in ilk F1
dönemine göre daha iyi bir pilot olduğunda herkes hemfikir. Ralli mutlaka ona
bir şeyler katmıştır. Ancak, Alonso’yu geri planda bırakacak bir performans
seviyesi beklemiyorum açıkçası. Performansları çok yakın olacaktır.Diyelim ki
Kimi Alonso’nun önünde olmaya başladı, Alonso’dan Kimi’de olduğu gibi
motivasyon düşüklüğü beklemiyorum, sonuna kadar savaşacaktır. Eğer takım
kaynaklarını Kimi’ye yoğunlaştırırsa da bu Alonso’nun takımdan ayrılmasına
giden yolu açar.
Ferrari bu iki pilotu yönetebilecek mi? Nasıl bir yönetim
şekli belirlemeli? (Gökhan Eroğlu-Berker Yıldırım-Efkan Sefa Bekar)
Bu konuya Ferrari olarak bakmadan önce şunu belirtelim:
Formula 1, Senna-Prost ikilisinden beri en zor pilot ikilisini görecek gelecek
yıl. Hamilton ve Button da şampiyondu ama Raikkonen-Alonso gibi zıt bir bileşim
değildi. Onlar uzun süre ılımlı şekilde devam da ettiler, Türkiye 2010’u
hatırlayın, dişe diş bir mücadeleden sonra podyumda şakalaştılar da. Bu açıdan,
Ferrari’nin çok zor bir işe talip olduğunu belirtmeliyiz.
Ferrari bu iki pilotu yönetebilecek mi? Son yıllarda
gördüğümüz Ferrari pek yönetebilecek gibi durmuyor açıkçası. Bir pilotu
yüceltip diğerini de ona destek olmaya mecbur ederek küstürmeye alışmış bir
yönetimden böyle zor bir görevi beklemek pek makul değil.
Nasıl bir yönetim şekli belirlemeli? Öncelikle Domenicali
ile birlikte Luca di Montezemolo’nun eskiye göre çok daha fazla takımla içli
dışlı olması gerekecek. Onun liderliği özellikle Alonso’dan gelebilecek
rahatsızlıkları önleyecektir.
İkincisi,
pist üstündeki uygulamaların kuralları net şekilde belirlenmeli. Sıralamalarda
piste ilk kim çıkacak, yarışta pite hangi sırayla gelinecek, pist üstünde atak
yapmak durum ne olursa olsun serbest olacak mı, simülatör ve test seanslarına
hangi oranlarda katılım yapılacak gibi tüm konular konuşulmalı ve pilotların
onayı alınmalı. Red Bull’un meşhur “Multi 21” konusunun Ferrari’de de
tekrarlanmaması için pilotlar net şekilde uyarılmalı ve bilgilendirilmeli.
Üçüncüsü, pilotlar karakter özellikleri göz önüne alınarak
değerlendirilmeli. Fabrikada yatan bir Alonso’yu bu tarz şeylerden pek
hazzetmeyen Raikkonen ile bir tutmamak gerekiyor. Asgari şartlara uyan bir
Raikkonen’den aşırı isteklerde bulunulmamalı.
Dördüncüsü de pilotlara kendi bacaklarından asılacakları
bildirilmeli. Yani, doğru ayarları bulmak için garajda uyuyan Alonso’nun
ayarlarını seanstan 15 dk önce piste gelen Raikkonen’e vermek Alonso’yu sadece
mutsuz etmeye yarar. Bu da göz önünde bulundurulmalı.
Ferrari zor bir göreve talip oldu, ne demişler, kendi düşen
ağlamaz, ya da gülü seven dikenine katlanır!
Malezya’daki olayın benzeri Ferrari’de olur mu? (Tahsin
Armutçu)
Açıkçası ne Kimi’den ne de Alonso’dan yerine razı olup atak
yapmamasını istemek kolay kolay istenemez. İki pilot da diğerinden hızlı
olduğunu herkese göstermek isteyecektir. Bu tarz bir talep olsa bile bu sezonun
ilk bölümlerinde belki istenebilir, ancak sezon ilerledikçe ikisi de bu karara
uymaz. Yani teorik olarak Malezya’daki olay tekrarlanabilir, ancak Ferrari
takım dengesi bozulmasın diye onlardan bunu istemez bile muhtemelen.
Ferrari bu transferi yaparken Takımlar Şampiyonluğunu mu
amaçladı yoksa Pilotlar Şampiyonluğu mu ? (Erol Pazarbaşı)
Transfer yapılırken her iki şampiyonluk da amaçlandı.
Takımlar Şampiyonasını Ferrari en son 2008’de kazandı ve o tarihten sonra da
puan anlamında kazanmaya yaklaşamadı. Bilindiği gibi F1 gelirleri Takımlar
Şampiyonası sıralamasına göre dağıtılıyor ve bu şampiyonada birinci olursanız
aldığınız fazladan gelir Raikkonen’in bir yıllık ücretinden çok daha fazla.
Üzerine sponsorluk ve reklam gelirlerini de eklerseniz sadece bu amaçla bile
Raikkonen’i almaya değer.
Sürücüler Şampiyonası için de güçlü bir ikinci pilot
şampiyon adayının rakiplerinden daha fazla puan çalması anlamına geliyor. Kabul
edelim ki Felipe Massa Alonso’ya bu anlamda neredeyse hiç destek veremedi. Seneye Alonso ya da Raikkonen, hangisi şampiyonaya daha yakın olursa, bunda
takım arkadaşının rakiplerden çalacağı puanlar çok etkili olacaktır. Ferrari
mutlaka bunu hesaba katmıştır.
Raikkonen için kovulduğu takıma gitmek ne kadar doğru?
(Ahmet Coşkun)
Raikkonen kovulmasına rağmen Ferrari’den ayrıldıktan sonra
hiç bir kötü söz söylemedi. Yalnız aksine, Mclaren’den kovulmamasına rağmen
oradayken mutsuz olduğunu ve dönmek istemediğini birkaç sefer açıkladı. Yani
aslında, Ferrari’deki ortamı seviyordu ve orayla duygusal bir bağı sürekli
vardı. Dönmesi de çok abes karşılanmamalı.
İşin bir de başarı ve para yönü var. Ferrari gerek tarihi ve
taraftar desteği, gerekse sponsor desteğiyle pilotlarına çok uzun yıllardır her
zaman en yüksek ücreti veren takım oldu. Schumacher döneminden beri Ferrari
pilotları F1’in her zaman en fazla kazanan pilotları oldular. Ayrıca, Ferrari
pilotu olduğunuzda birkaç istisna sezon hariç şampiyonluğa aday bir aracınızın
olduğuna emin olabiliyorsunuz. Bu kadar sebebi bir arada gören Raikkonen de
tercihini bu yönde yaptı.
Ferrari’nin Raikkonen kararı Alonso’nun sözlerinden mi
etkilendi, yoksa başka neden mi var? Alonso’nun ayrılma ihtimali mi buna sebep
oldu? (Onur Ömer Öztürk-Harun Bodur)
Aslında tam olarak bu sonuca Alonso neden oldu diyebiliriz.
Tabii ki bizler takım içerisinde değiliz, ne gelişmeler oldu bilemeyiz. Sadece
ipuçlarını yorumlayıp bir şeyler söyleyebiliriz. Olayları ve sözleri bir araya
getirdiğimde şahsen takımın Raikkonen’i ciddi şekilde düşünmezken birden o
noktaya kaydığı yorumunu yapabilirim. Neden mi?
1.Ferrari Alonso’yu rahatsız edecek ihtimalleri hiç
değerlendirmiyordu. Bu yüzden de henüz bizler Raikkonen adını duymazken
Hulkenberg ve Di Resta isimlerini duymuştuk. Bu pilotlar genç ve hızlı
pilotlar, şu aşamada Alonso’nun arkasında ikinci pilot olmaya da evet
diyebilecek isimlerdi.
2.Hulkenberg ile imzalar dahi atılıp ön sözleşme imzalanmış.
Macaristan GP hafta sonunda anlaşma tamamlanmış ve Hulkenberg kesin olmasa da
takıma katıldığını düşünmüş.
Ancak, Avrupa sezonu ortalarından itibaren Alonso’nun artan
mutsuzluğu ve takımı açık ve kapalı eleştirmesi ve son olarak Macaristan GP’de
bu mutsuzluğun herkes tarafından duyulması Ferrari’yı derin bir endişeye sevk
etmiş göründüğü kadarıyla. Üstüne menajerinin Red Bull ile görüşmesi herkesi
mutlaka strese sokmuştur. Ferrari gibi bir takım tamamen kapalı kutu olan 2014
sezonunda bir şampiyon pilot olmadan yarışırsa çok kötü sonuçlara maruz
kalabilir. Bu yüzden de hemen B planı devreye sokuldu, her ihtimale karşı
Raikkonen transfer edildi. Yani aslında Alonso eski Alonso olsa muhtemelen
Hulkenberg Ferrari pilotu olacaktı.
Ferrari’nin Hulkenberg ile değil de Kimi ile anlaşması
gençlere verilen önem açısından nasıl değerlendirilmeli? Kimi’yi alarak
eldekileri kaçırır mı? (Onur Ömer Öztürk)
Gridin tüm tüm büyük takımları genç ve tecrübesiz pilotlara
şans vermişken Ferrari bu riski hiç almıyor. Bakıldığında Mclaren Hamilton’u
22 yasındayken ve F1 tecrübesi sıfırken
kokpite oturttu. Mercedes Rosberg’e, Red Bull Vettel’e 2009’da ve Ricciardo’ya
2014’de, Lotus Grosjean’a çok gençken iki defa şans verdi. Ferrari bunu hiç
yapmıyor. Tabii ki bunun en önemli sebebi camianın büyüklüğü. Takımın İtalyan
mantığıyla yönetilmesi, taraftarların sabırsızlığı ve aşırı baskının genç
pilotlar üzerinde olumsuz etki yapma ihtimali genç pilotların erkenden
alınmamasına neden oluyor.
Hulkenberg aslında yeterli seviyede tecrübe biriktirdi ve bu
baskıyı kaldırabilecek bir yapıda. Zaten bu yüzden de onunla sözleşme
imzalandı. Ama Alonso’nun ayrılma ihtimali tüm bu planları bozdu ve takım
mecburen garantili bir isme yöneldi.
Hulkenberg ve Bianchi sıraları gelince kokpite
oturacaklardır. Hiçbir pilot Ferrari’den yaklaşık bir cevap duymadan başka plan
yapmaz. Yani Ferrari pilot adaylarını elinden kaçırmaz. İstisnalar hariç
istediği pilotu istediği zaman koltuğuna oturtabilir. Kırmızının cazibesi…
Alonso Raikkonen alınırken “bazı maddeler” imzalatmıştır
diye düşünüyorum. Ne dersiniz? (Turul Kalafat)
Sanmıyorum. Raikkonen alınırken Alonso’ya sorulmamıştır
bile. Diğer sorularda da vurguladığım gibi, Alonso takımı kamuoyu önünde
eleştirmesinin ardından birinci pilotluk tahtının bazı avantajlarını yitirdi.
Ona en fazla “eşit muamele” sözü verilmiştir ve açıklamalardaki “Alonso harika
bir pilot, süper bir lider” vs vs gibi övgülerle yetinilmiştir.
Raikkonen transferinde James Allison’ın rolü ne kadar?
(Zuhal Ören)
Ferrari Raikkonen’i 2009 yılında takımdan gönderdiğinde üç
temel sebep bulmuştu. Birincisi, Raikkonen’in teknik konulardaki desteğinin
yetersiz olması. İkincisi, sponsor aktivitelerine katılmayı istememesi.
Üçüncüsü de takıma liderlik yapmaması.
James Allison Kimi ile iki yıldır çalıştığından takıma
teknik konulardaki katkısının son durumunu öğrenmek için Allison’a bu sorular
sorulmuştur. Anladığımız kadarıyla o da Kimi’nin geliştiğini ve çok başarılı geri
bildirimler verdiğini söylemiş. Bu da takımın olumlu karar vermesinde etkili
olmuş.
Bir noktayı hatırlatmalıyım, Lotus’ta Grosjean’ın geri
bildirimi yetersiz olduğundan Kimi mecburen bu rolü üstlenmiştir. Kimi’nin
Alonso ve De la Rosa varken Lotus’taki kadar teknik destek konusuna gireceğini
düşünmüyorum.
James Allison’ın takıma katılması Kimi’ye avantaj kazandırır
mı? (Ahmet Coşkun-Zuhal Ören)
Kazandırır ama ekstra avantaj değil. Aynı avantaja Alonso da
sahip olacağı için sonuç eşit olacaktır. Kimi James Allison ile son 2 senedir
çalışıyor, Alonso Renault kariyeri boyunca (2005-2006-2008-2009) Allison ile
çalıştı ve onunla iki şampiyonluk kazandı.
Yani durumları eşit, Allison ikisi için de avantaj.
Raikkonen 2008’de Massa’ya yardım etmişti. Yine aynı durum
olursa Raikkonen Alonso’ya yardım eder mi? (Ahmet Coşkun) Sezonun son yarısı
olsa ve Raikkonen şampiyonluğa gitse, amaçsız olan Alonso ona yol verir mi?
(Mustafa Erkan)
İki soru birbirinin tersi. İkisine de cevabım evet. Ferrari
eşit muamele konusunu hakkıyla uygularsa ve pilotlardan biri diğerini açık
şekilde mağlup edip şampiyonluğa koşarsa diğeri şampiyonluk şansı kalmayınca
takım arkadaşına yardım eder. Alonso da Raikkonen de bu olgunluğa sahip
pilotlar.
Raikkonen Massa’ya pek üstünlük kuramamıştı, Alonso ise
Massa’yı net olarak sildi. Teorik olarak Alonso
Raikkonen’den hızlı olmalı değil mi? Raikkonen’de ne
değişti? (İsmet Hacıbeyli)
Teorik olarak evet, yani kağıt üstünde bu doğru olmalı ancak
Formula 1 gibi hızlı değişen bir sporda böyle bir teorem kuramayız. Araçlar
değişti, lastikler değişti, pilotlar değişti, kurallar değişti, bunun gibi daha
onlarca değişken var. Ben şunu iddia ediyorum, Alonso 2008’de Ferrari’de
Massa’yla yarışsa şu son 3 yılda yaptığı dominasyonu yapamazdı. Birbirlerine çok
yakın bir yerde bitirirlerdi, hatta Massa önde bile bitirebilirdi. O sene Massa
araca ve lastiklere çok iyi uyum sağlamıştı, lastiklerini çok hızlı bir şekilde
ısıtabiliyor ve yarışta da Vettel’in yaptığı gibi üstünlüğünü koruyabiliyordu.
Ama istikrar konusunda yine aynıydı hemen hemen. Yağmurda yine problem
yaşıyordu (Silverstone’da o sene 5 spin atmıştı hatırlayın), yarışta geriye
düşünce fazla pozisyon kazanamıyordu.
Kimi o sene üst üste gelen problemler nedeniyle (Fransa’da
arızalanan egzoz, Kanada’da Lewis’in pit yolunda çarpması, Spa’daki Lewis
çekişmesi ve galibiyeti kaçırması…) motivasyon kaybetmişti. O yıllardan bu yıla
birçok farklı seride araç kullandı, onlar da Kimi’ye bir şeyler ekledi. Yaşı
ilerledi, olgunlaştı. 2 yıldır F1’in puan toplama anlamında en istikrarlı
pilotu oldu. Yarışçı ruhundan hiçbir şey kaybetmediğini gösterdi. Kısacası
Raikkonen Alonso’nun kolayca yiyebileceği bir lokma değil. Sorudaki
karşılaştırma geçerli değil.
Ferrari Kimi’nin son durağı mı olur? (Fulya Güray)
Büyük ihtimalle evet. Eğer herhangi bir nedenle Raikkonen
takımı basın önünde küçük düşürücü şeyler söylemezse ve bu yüzden takım
göndermezse (ki bunu zaten beklemiyorum) Raikkonen 2 yıl sonunda Ferrari’den
emekli olacaktır.
Raikkonen ve Alonso ikilisi ne kadar süre takım arkadaşı
olarak kalır? (Abdullah Top)
Çok zor bir soru. Bu sorunun cevabı tamamen Alonso’ya bağlı.
Eğer Alonso Raikkonen’in gerisinde kalmaz ve onu Massa’yı geçtiği kadar olmasa
da en azından gözle görülür derecede geçmeyi başarırsa iki pilot Raikkonen
emekli oluncaya kadar birlikte yarışırlar. Eğer Raikkonen Alonso’yu geçmeye
başlarsa, iki pilot eşit sonuçlar alırlarsa ve rakip takımlardan başka bir
pilot bu yüzden farkı açmaya başlarsa Alonso gelecek sezon sonunda ayrılıp
gidebilir.Alonso için bu durumda Mclaren ihtimali göz ardı edilmemeli.
Alonso-Hamilton çekişmesinin benzeri Raikkonen-Alonso
arasında olur mu? (Fulya Güray)
Çekişme mutlaka olacaktır, kimse huzurlu bir Ferrari
beklemesin. Ama 2007’de yaşanan Alonso-Hamilton rekabetinin olacağını hiç
düşünmüyorum. Burada denge unsuru Raikkonen olacaktır. Kimi Raikkonen hiçbir
takım arkadaşından şikayet etmemişti, kimseyle de kariyerinde didişmedi. Bu
yüzden işine odaklanacaktır. Raikkonen Alonso’yu kışkırtmayacağı için de
2007’deki gibi bir kavga ortamı olmaz. Hatırlarsanız 2007’de sadece Alonso ve
Hamilton değil, garajın iki tarafındaki mühendisler de bölünmüştü.
2007’de Mclaren de süreci çok kötü yönettiğinden mesele çok
kötüleşmişti. Ferrari’de bu seviyeye gelinmeyecektir.
Raikkonen’in gelmesi Alonso’yu nasıl etkiler? (Efkan Sefa
Bekar) Hangi pilotun üstünlük kuracağını düşünüyorsunuz ve neden? (Elchin
Zodorov-Hikmet Meryumoğlu)
Bu iki soruyu birlikte cevaplamayı tercih ettim, çünkü aynı
konuları işleyeceğim. Gelen sorularda da en çok merak edilen cevap bu soruya
ait. Birlikte tüm değişkenleri değerlendirip bir sonuca varalım.
Raikkonen’in gelişi Alonso’yu nasıl etkiler? Psikolojik
olarak pek de iyi etkilemeyeceği kesin. Alonso’nun rekabetçi takımlardaki
kariyerine bakalım. Renault kariyerinde 2003 ve 2004’de Trulli, 2005 ve 2006’da
Fişichella, Mclaren’de Hamilton, tekrar
Renault’da 2008’de Nelson Piquet Jr, 2009’da Piquet Jr ve Grosjean ile yarıştı.
Ferrari’de de 3 sene boyunca Massa ile yarıştı. Bu takım arkadaşlarından onu en
çok zorlayanı Hamilton oldu, onunla da tarihi bir kavga yaşadı. Fisichella
2006’da onu zorladı biraz, o zaman kamuoyu önünde ağlayıp sızladı takım beni
desteklemiyor diye. Massa 2010’da biraz zorladı, orada da meşhur pit yolu
kavgası ve Almanya’daki “bu çok saçma, Felipe benden daha yavaş” olayı yaşandı.
Yani kısacası Alonso’ya hızlı takım arkadaşı yaramıyor. Kavga ve mutsuzluk
neredeyse kesin oluyor bu durumda. Alonso karakter olarak aynı zamanda çok
inatçı. Hızlı bir takım arkadaşı onu motive de ediyor, çünkü hiç pes etmiyor.
Raikkonen’in gelişiyle birlikte Massa’dan hızlı bir takım arkadaşı ona daha
hızlı bir referans noktası verecek ve o
da biraz daha fazla zorlayacaktır.
Hangi pilotun üstünlük kuracağı meselesine gelince…
Öncelikle iki pilottan birinin diğerini devamlı mağlup edeceği gibi bir dünyayı
aklınıza bile getirmeyin. Hele de iki pilot da sıralama/yarış dengesinde bu
kadar benzerken... Alonso da Raikkonen de sıralamada Vettel ya da Hamilton gibi
ekstra yetenekli değil. Yalnız ikisi de yarışta istisnai derecede hızlı. İki
pilot da böyle benzerken farkı pistlere gösterdikleri uyum belirleyecek.
Alonso’nun Barcelona, Monako, Singapur gibi pistlerde, Raikkonen’in Malezya,
Spa, Macaristan gibi pistlerde doğal olarak çok hızlı olduğunu biliyoruz. Bazı
pistlerde Alonso öne çıkacak, bazılarında da Raikkonen öne çıkacak. Takım
arkadaşı öndeyken ona en çok yaklaşan pilot da puan sıralamasında daha üstte
olacak.
Alonso’nun farkını çıkaracak konular da toplam sezon
sonucunu etkileyecek. Raikkonen’in simülatör çalışmalarını sevmediği herkesin
malumu. Hatta Red Bull’un Raikkonen’i transfer etmeme kararında simülatör
saatlerindeki anlaşmazlıklarının önemli bir etken olduğu konuşuluyor. Üstüne
yarış hafta sonlarında seans bitince pist kapanana kadar mühendislerle
toplantılar yapılması önemli bir konu. Raikkonen seans biter bitmez pistten
ayrılmaya meyilli bir pilot. Alonso araçta olan biten herşeyi merak edip
öğrenmeye çalışırken Raikkonen bunlarla ilgilenmiyor. Tüm bu meseleler
Alonso’nun Raikkonen’i sene içinde bir adım geride bırakmasını sağlayabilir.
Tabii bir de takımla bütünleşen bir Alonso’yu takımın lider görme ihtimali
meselesi var.
Sene içinde iki pilottan herhangi biri diğerini domine
etmeye başladığında geçmiş tecrübelere bakarak Alonso’nun savaşa devam
edeceğini, Raikkonen’in ise fazla zorlamayacağını tahmin edebiliriz. Bu da Fin
pilot adına iyi bir gösterge değil.
Bütün bu göstergelerden yola çıkarak Alonso’nun Raikkonen’in
önünde olmasının aksi ihtimalden daha fazla olduğunu düşünüyorum. İspanyol
pilot yeteneğini çalışkanlığıyla birleştirecek, hırsı ve motivasyonuyla da
düşüş anlarından geri dönmeyi bilecektir. Dahası, süper hızlı takım arkadaşı
rakiplerden puan çalarak onun işini bile kolaylaştırabilir.
Raikkonen ise doğuştan sahip olduğu yeteneğini pist üstü hiza
çevirmeye ve tüm olumsuz ihtimalleri ortadan kaldırmaya çalışacak. Asla kolay
lokma olmayacak, belki de beklentilerin tersine Alonso’yu mağlup edecek.
Sonuç olarak eğer pilotlardan birisi teknik olarak problem
yaşamazsa (mesela lastiklere uyumsuzluk gibi..) birbirine çok yakın
performanslar bekliyorum, ancak toplamda Alonso’nun bir adım önde olacağını
tahmin ediyorum.