17 Şubat 2012 Cuma

Raikkonen, Caterham ve F1'de birinci pilot muammasi

Formula 1 dünyası testlerin başlamasıyla bir nebze olsun özlemini gidermeye başladı. Artık internet siteleri ve Twitter'da daha sık haberler çıkıyor. Şu anda herkes öncelikle Mercedes'in W03 aracını, Marussia'nın KERS'i olmayan ama Pat Symonds eli değmiş devrim aracını ve Barcelona testlerinin sonuçlarını merak ediyor. Ben de birkaç konuda kısa kısa fikirlerimi yazmak istedim.

Raikkonen'in Lotus macerası

Bu konuda fikir belirtmeye karar verişim Lotus'un Kimi'yi değerlendirme biçimi ve hakkında söylediği sözlerden sonra olustu. Geçtiğimiz günlerde Gerard Lopez ve Eric Boullier Kimi için "Lotus'u evi gibi görüyor, burada çok mutlu, burası çok farklı" gibi laflar ettiler. Ben açıkçası onların bu lafına pek kulak asmıyorum. Evet, eski Renault ailesi Formula 1 padokundaki takımlar içinde en birincil ilişkilerin olduğu ve takım olgusunun en üstte olduğu ailelerden birisi. Ancak, Kimi'yi öyle "görmemiş" şekilde değerlendirmeye çalışıyorlar ki, bunun reklam cümleleri olduğunu düşündüm. Bu konuda Kimi'nin değerlendirmesi daha önemli benim için. Kimi de Ferrari'ye gittiğinde aynen şöyle demişti:

"Ferrari bana muhteşem bir aile gibi geldi. Burada Mclaren'de olduğundan çok daha sıcak ilişkiler var, kendimi rahat hissediyorum"

Aynı lafı tekrar kullanır mı emin değilim.

Bir diğer konu Lotus'un Kimi'yi görmemiş gibi reklam malzemesi etmesi. Nedir bunlar? Twitter'da Kimi'nin her dakikasını öne çıkarmak, bir tuvalete gittiğini yazmadıkları kaldı. Bu hızla giderlerse Kimi'nin en sevmediği şey olan 'Halkla İlişkiler ve Reklam" mekanizmasını fazlaca kullanacaklar, Kimi de bir kere daha hayal kırıklığı yaşayacak. Ne diyordu Buz Adam: "F1 ile ilgili sevdiğim tek şey pistte sürmek!"

Başarılı olacak mı? Evet, kesinlikle pist üstünde başarılı olacak. Yarışlar artık hepimiz için daha anlamlı. Eminim ki Kimi'nin diğer tecrübeleri ona çok şey kattı ve bunları kullanacak.

Caterham'ın ikinci pilot muamması

Caterham, yani eski Team Lotus'a özel bir sempatim var. Bunda takımın başarıya odaklanmış olmasının, paralı pilotlar yerine onları geliştirecek tecrübeli pilotlar yarıştırmasının ve teknik ekibini sürekli geliştirmesinin etkisi var. Renault motoru ve KERS bataryası, Red Bull vites kutusu ve hidrolik sistemi takıma inanılmaz etki yapacak bu sene. Elbette, bunlari yapmak kolay olmadi, bunlar için para lazım ama para harcamak için de F1'e inanç gerekiyor. Beni etkileyen de bu. Yalnız kafamı 2.pilot meselesi fazlaca kurcalıyor. Jarno Trulli'nin yerinin sağlam olduğuna inanmıyorum. Heikki Kovalainen geçtiğimiz iki yıl müthiş iş çıkardı. Trulli de biraz silindi maalesef. Takımda kalması gerektiğini düşünüyor değilim. Ama, yerine geçmesi gereken kişiler de Petrov değil, hele Van der Garde hiç değil. Petrov Trulli gibi istikrarı olmayan bir pilot. Van der Garde de başarılarıyla henüz kimseyi etkilemedi. İlk testlerde koltuk almasını çok yadırgadım.

Takım için önereceğim tek şey, yalanı bol F1 dünyasında dürüstlükle öne çıksınlar ve pilot değiştireceklerse bunu baştan yapsınlar. Jarno Trulli gibi herkesin sevdiği bir pilota böyle bir muamele yapilmasini doğru bulmuyorum.

Eğer değişecekse yerine kim mi gelebilir? Ne Petrov, ne Van der Garde, ne Liuzzi, ne de Heidfeld. Rubens Barrichello tabii ki!

Birinci pilot - İkinci pilot meselesi

Bu konu Formula 1'de karıştırılan bir konu. Son yıllarda gerçek birinci pilot kavramına uyan tek pilot Ferrari'deki Michael Schumacher'di. Neden? Çünkü, birinci pilot önde olan pilot demek değildir. Birinci pilotun birinci pilot olduğunu önce ikinci pilotun açık şekilde kabul etmesi gerekiyor. Fernando Alonso ve Sebastian Vettel açıkça birinci pilot değildir. Ama öylesine ezici şekilde öndeler ki, herkes bunu kabulleniyor. Birinci pilot için aracın tasarımı dahi değiştirilir. Örneğin, Schumacher oversteer yani arkadan kayma yaşayan araçları tercih ettiğinden aracın tasarımı buna göre oluşturulurdu. Günümüz F1 dünyasında en azından açık şekilde buna rastlamıyoruz.

Bu anlamda Mateschitz Vettel ve Webber sezona eşit başlıyor dediğinde bana yalan gelmedi. Mateschitz benim gözümde en dürüst F1 simalarından birisi. 2010'da son yarışa girilirken Webber'i Vettel'in destekleyip desteklemeyeceği sorulduğunda net bir şekilde "Hayır desteklemeyecek, ben takım emirlerine karşıyım. Böyle bir şekilde dürüst oyunu bozacağıma şampiyon olmam daha iyi, seneyi beklerim ertesi sene tekrar denerim" demişti. Bu öylesine söylenmiş bir laf değildi. Çünkü, Vettel 15 puan gerideydi ve Webber'in şansı daha fazlaydı. Neticede söylediği oldu ve dürüstlük kazandı. Horner ve Marko için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim, bunu da Twitter'da defalarca ifade etmiştim, bu iki kişi F1 padokunun yüz karaları!

Alonso ve Massa da sezona eşit başlıyor evet. Çok fazla kişi bunun aksini iddia edecek biliyorum ama Massa sezona başlayıp ilk 6 yarışta 3 yarış kazanıp Alonso'ya 40 puan fark atar ve Avrupa sezonunda da düzenli olarak Alonso'yu mağlup ederse en azından Alonso kazansın diye kendini paralamaz Ferrari. Yine Grosjean Raikkönen'i defalarca kere mağlup ederse takım Kimi'de ısrar etmez. Bunun tek istisnası Red Bull'da olabilir, çünkü Vettel'e taparcasına bağlı iki isim var orada. Diğer takımlar şampiyonluğa aç ve kiminle şampiyon olabilirlerse onun arkasından giderler.

Soylediklerimi yanlış anlamayın ama, bence Alonso da Raikkönen de açık şekilde mağlup edecekler arkadaşlarını. Vettel de aynı şekilde...