24 Aralık 2011 Cumartesi

Ferrari atının tekrar şahlanma çabaları


2004 yılında sporun her açıdan tartışmasız en dominant takımı, galibiyetleri silip süpüren, en yüksek bütçeye sahip, arka bahçesi Fiorano’da, Mugello’da sınırsız testler yapan, taklit etmeyen ve taklit edilen, Concorde Anlaşması’nın ek ödemeli ön şartlı takımı Scuderia Ferrari günümüzde önce ekonomik kriz, sonra teknik şartların değişimi ve sonra da test yasağının devreye girmesiyle bu güçlerini bir bir kaybetti. Artık pist üzerinde Red Bull ve Mclaren’e geçilen, diğer takımlara uymak adına da ekonomik gücünü kullanamayan bir Ferrari var karşımızda.

İşte bu Ferrari, bana göre eski gücünü yeniden kazanmak amacıyla geçtiğimiz ay FOTA’dan ayrıldığını duyurdu. Bu ayrılış sonrası ilk açıklamalar geçtiğimiz hafta geldi. Bu yazıda o açıklamaların satır aralarına girmek ve deşifre etmek istiyorum.

“Masrafları kontrol etmemiz gereken bir durumdayız ve RRA'nın uygulanabilir olması gerek. Bu yüzden ilk önce önemli olan RRA'nın neler getirdiğini anlamak. Ardından büyük takımlar en iyi çözümün ne olacağını tartışmalı. Önceliğimiz bu. Geçen bir iki yılda çok fazla konuştuk ama sonuçlara ulaşamadık."

Stefano Domenicali

Bunu söyleyen Stefano Domenicali. Barışçıl bir mesaj gibi görünüyor ama işin aslı böyle değil. Öncelikle takım özetle biz RRA’nın kapalı ve belirsiz mesajlarından sıkıldık, net bir anlaşma istiyoruz diyor. Ardından ekliyor, “büyük takımlar” en iyi çözümün ne olacağını tartışmalı. Buradaki büyük takımlar büyük dörtlü: Ferrari, Mclaren, Red Bull ve Mercedes. Bu kelimelerde bile Ferrari’nin diş gösterdiğini anlamak zor değil. Son cümlede belirttiği geçen iki yıldır çok konuştuk ama sonuçlara ulaşamadık cümlesi de Red Bull’a gösterilen tepkinin bir başka şekilde söylenişi. Takım Red Bull’un hile yaptığını ısrarla kapalı kapılar ardında iddia ediyordu.

Bir başka çok önemli cümleyi de Luca di Montezemelo’dan dinleyelim.

“Bütçe kısıtlamasını dolaylı yoldan yapmayı tercih ediyorum, denetimcilerin kontrolüyle değil, zira bunda hile yapmak çok kolay. Asla bütçe kısıtlamasını kabul etmeyeceğim, çünkü bütçe kısıtlaması rekabetin karşısındadır.”

Luca di Montezemelo

Sırf bu cümlelere 5 sayfa yazı yazabilirim, o kadar imalı konuşmuş ki Ferrari Başkanı… Bütçe kısıtlaması 2009 yılında gündeme getirilmişti. FIA 2009’un Mayıs ayında hem krizin etkisi, hem de Formula 1’e yeni takımların girebilmesi için 30 milyon pound bütçe kısıtı koymuş ve ilk tepkilerden sonra bu rakamı 40 milyon pound’a çıkarmıştı. Karar FIA’da onaylanmıştı. Ferrari, Red Bull ve Toyota kararı en sert protesto eden takımlardı. Hatta Ferrari Fransız mahkemelerinde bu karar itiraz etmiş (FIA Fransa’da bulunduğundan) ve davayı kaybetmişti. Mesele büyüyünce ve takımlar kendi aralarında yeni seri kurmaya karar verince konu kapatılmış ve bu mesele Max Mosley’in de sonunu getirmişti.

Konu sonradan çok daha yüksek rakamlı bir bütçe kısıtı, takım aktivitelerinin sınırlanması, personel sayısına sınır getirilmesi, yarışlara götürülen çalışan sayısının sınırlandırılması, test yasağı ve rüzgar tüneli kullanımının sınırlandırılması gibi somut aksiyonlarla sonlandı. Ancak Ferrari bu sene içinde sürekli bu şartların esnetilmesi için söylendi durdu. En son da FOTA’dan ayrılarak bu tepkisini belli etti. Montezemelo şu anda bütçe kısıtının tamamen kaldırılması ve sadece şekilsel ve adetsel kısıtlamalar yapılması konusunda net bir görüş bildiriyor. Yani toplamda harcayacağım rakama karışmayın, hepimiz örneğin 100 mühendis çalıştıralım ama maaşlarına karışmayın, ben daha yüksek maaşla daha iyi mühendisler çalıştırmak istiyorum diyor. Yine malzeme sağlayıcı firmalarla yapılacak çalışmalarda da bütçe kısıtının olmaması önemli bir değişikliğe yol açacaktır, Shell ile yakıt, Brembo ile fren sistemleri alışverişi gibi. Ve bu söylenen şey gerçekleşirse Ferrari’nin daha rekabetçi olacağı aşikar.

Kısaca Ferrari kaynak kısıtlama anlaşmasına sadık kalacağını şeklen söyleyip FOTA’nın dağılması konusunda yüreklere su serper görünse de, satır aralarında söylediği şartlarla bir daha asla bu cenderenin içine girmeyeceğini ilan etmiş oluyor.

Bir diğer açıklama da testlerle ilgili ve yine Montezemelo’dan geldi. Ferrari Başkanı sezon içi testlerin artırılması için talepte bulundu ve eskiden testler sınırsız olduğu zamanlarda sürekli testten artık bütçelerin tükendiğini ve bunu önlemek için test sınırlaması istediklerini ama tamamen kaldırılmasının da “vur dedik de öldür demedik” gibi olduğunu söylüyor. Bu konuda artık neredeyse her takım hemfikir. Ancak 3 günlük bir sezon içi testinin yetmediğini ve iki önemli nedenle sezon içi testlerinin artması gerektiğini söylüyor:

1.Genç sürücülerin sezon içi testleriyle kendilerini gösterebilecek fırsat bulacak olmaları.

2.Sponsor ve medya aktivitelerine sezon içi testlerle daha fazla fırsat ayrılacak olması ve bunun da bütçeye destek olacak olması.

Genç sürücü meselesinde haklı olabilir, Ferrari özellikle Genç Sürücü Akademi’sini (FDA) kurduktan sonra bu pilotların yetiştirilmesinde sorunlar yaşıyor. İlgili pilotlar sadece sene sonu testinde araç koltuğuna biniyor, o da en iyisiyle. Diğer pilotlar 2 yıl önceki araçla Mugello ya da Fiorano’da turlar atıyor, bu da yarışlara hazır olmak anlamına gelemiyor. Sezon içi testler bu konuda faydalı olabilir.

İkinci meselede de haklı, ancak çok dolaylı bir talep olduğundan pek dürüstçe değil. +3 günlük bir testle gelecek sponsor ve maddi destek oldukça sınırlı. Bu yüzden pek mantıklı bulmuyorum.

Önemli bir konuyu daha gündeme getiriyor, test yasağı başlayınca takımlar çok gelişmiş simülatörler üretmek zorunda kaldılar, bunların da maliyetinin testten pahalı olduğunu söylüyor. Ferrari simülatör konusunda Mclaren ve Red Bull’dan geride, bu bir sır değil. Hele Red Bull’un simülatörünün çok gelişmiş olduğu bilinen bir gerçek. Takım da bu açığını kapatmak için simülatörünü geliştirdi ve simülatör neredeyse ayrı bir bina haline geldi.

Tüm bu amaçlarla takım sezon içi testlerin artırılmasını talep ediyor. Bu sene için bir değişiklik olacağına kesinlikle inanmıyorum ama 2013’de iyileştirme olacaktır.

Bu iki konuda takımdan gelen bu açıklamalar Ferrari’nin azalan gücüne ve F1 politikasındaki azalan etkisine en hassas iki konudan başlayarak neşter vurması hareketi bana göre. Christmas kutlamasında Bernie’ye uzatılan zeytin dalından da yola çıkarak Ferrari’nin yeniden zirveye dönmek istediği (hem pistte, hem pist dışında) ve 2013 Concorde Anlaşmasında imtiyaz almaya devam etmek istediği sonucuna varabiliriz.

3 Aralık 2011 Cumartesi

Ferrari ve Red Bull ayrıldı, FOTA çatırdıyor!


Sıkıcı Formula 1 sezonu şampiyonunu çok erken belirledikten sonra son yarışı Brezilya’yı da bitirdikten sonra tatile girdi. Normalde sezon sonrası Aralık ayı çok sönük geçerdi, hatta takım çalışanları gibi muhabirler de iş yokluğu sebebiyle izinlerini bu ay yaparlardı. Fakat bu sene herşey gibi bu konuda da olağandışı bir dönem yaşıyoruz. Öncelikle FIA’nın açıkladığı takım listelerinde bırakın yeni pilotları, yeri garanti sanılan pilotlar bile yer bulamadı. Bu da bol bol transfer dedikodusu anlamına geliyordu. Üstüne Kimi Raikkonen’in sansasyonel Lotus Renault transferi eklendi. Son olarak da yazımın da konusu olan Ferrari ve Red Bull’un FOTA’dan ayrılması F1 medyasının kış uykusuna yatmasını engelledi.

Peki Red Bull ve Ferrari neden FOTA’dan ayrıldı? Biraz detaya da girerek bu konuyu inceleyelim.

FOTA nedir? Neden kuruldu?

FOTA Ferrari’nin liderliğini yaptığı bir grubun 2008’de girişimiyle kuruldu. Bernie’nin sık sık “bir araya gelip çay kahve içip ayrılıyorlar” tipi laflarla eleştirdiği grup asıl olarak da bir araya gelip Bernie ve FIA’ya karşı güç oluşturup kurallarda ve kaynak dağılımında söz sahibi olmak için kurulmuştu. Bunda çok başarılı da oldular. 2008 senesinde kurulmasının bir başka esprisi de küresel krizin etkilerinin Formula 1’i vurmasını engellemekti. Bunun için önce;

-Sezon içi testler yasaklandı
-Rüzgar tüneli kullanımı sınırlandırıldı
-%100 ölçekli rüzgar tünelleri maksimum %60 ölçeğe indirildi gibi takımları ciddi rahatlatan kararlar alındı.

Bu kararlar büyüklerden ziyade Sauber, Toro Rosso, Williams, Force India gibi orta sıra takımlarına yaradı. Şunu eklemeliyim, bu kararlar alınırken henüz yeni takımlar yoktu (HRT, Virgin, Team Lotus). Yani kararlar onlar için alınmıştı. Peki onlar için de alınan karar neydi, yani onların da faydasına olan karar neydi? RRA, yani Kaynak Kısıtlama Anlaşması (Resource Restriction Agreement).

RRA (Resource Restriction Agreement)

RRA’nın ömrü çok uzun değil. Yukarıda saydığım rüzgar tüneli kullanım şekli ve saat sınırlamaları RRA kapsamında alınmıştı. Temel mantığı takımların eskiden sınırsız olan rüzgar tüneli kullanımı, ölçek serbestisi, CFD gelişim süresi, harcanan toplam para, takım elemanları sayısı gibi elementlere ortak bir sınır getirmek ve eşit şartlarda gelişim yapmalarını sağlamaktı. Takım elemanlarının sınırlandırılması ve piste getirilen elemanların sayısının da azaltılması en son alınan RRA kararlarındandı. Takımlar büyük ölçüde bu kararlara da uydular. Büyük ölçüde diyorum, çünkü özellikle Red Bull’un bu anlaşmayı deldiği konusunda 2011 senesinde sık sık özellikle Ferrari’nin suçlamaları oldu. Christian Horner da aynı sayıda alaylı biçimde “meyve veren ağaç taşlanır” mealinde suçlamarı reddetti.

Ferrari yıllardır şampiyon olamamanın ve elinde kaynak olduğu halde bunu kullanamamanın da etkisiyle RRA’ya karşı olduğunu net bir dille ifade etmese de bunun için kulis yapıyordu. Ferrari’den sonra RRA karşıtı en büyük takım Mercedes. Mercedes de kaynağı olduğu halde sonuç alamayan en büyük takım. Michael Schumacher’in sık sık test yasağını eleştirmesine 2011 senesinde şahit olmuştuk.

RRA konusunda bir süredir takımlar arasında çözülemeyen bir problem söz konusuydu. FOTA’nın aslolarak çatırdamasının temel sebebi bu. Kamuoyuna takımlar problemin ne olduğunu net bir şekilde ifade etmiyorlardı. Ferrari ve Red Bull’un önerileri olduğunu biliyorduk. Ancak bunu tahmin etmek çok zor olmasa gerek. F1’in şampiyon olmak isteyen en büyük takımının (Ferrari) ve ezici şampiyon olduğu için ünvanını korumak isteyen (Red Bull) takımının temelde talebi bu şartların esnetilmesi olacaktır. Orta sıra takımları da ezilmemek için buna karşı çıkarlar.

Ferrari’nin tek derdi bu mu?

Ferrari’nin tek derdi RRA değil elbette. Concorde Anlaşması 2012’de bitiyor ve Ferrari’nin durumunun en büyük sebebi de bu. Ferrari bilindiği gibi Concorde Anlaşmasında Bernie’den yani FOA’dan örtülü bir bedel alıyor. Bunun 100 Milyon $ olduğu düşünülüyor. Ferrari’siz bir F1’in olmayacağı düşüncesinden hareketle bunu paraya dönüştürmüşler. Bunda da çok haksız değiller. Bugün bütün büyük firmalar marka değerlerini ürünlerinin fiyatlarını artırarak kullanıyorlar. Ferrari de dünya üzerinde Formula 1 deyince akla gelen ilk marka olmanın faydasını kullanıyor. Yeni Concorde Anlaşması ne zaman gündeme gelse Ferrari Bernie’yi farklı bir seri kurmakla tehdit etmişti. Son dönemde bu söylemi yumuşattı. Ferrari’nin de F1’siz çok farklı bir durumda olacağını kabul etti. Peki bu söylem yumuşamasının üzerine FOTA’dan ayrılmak peşpeşe gelince akla ilk ne geliyor?

Bildiniz, Ferrari para kokusu aldı! Concorde Anlaşması kamuoyuna açıklanan bir anlaşma değil, duyumlara göre Bernie 31 Aralık 2011’den önce hiçbir takımla para konuşamaz ve onlara diğerlerinden farklı bir şey öneremez. Görünen o ki Bernie 2005’de olduğu gibi bu anlaşmada da Ferrari’ye fazladan para önererek onların F1 içinde kalmasını sağlayacak ve FOTA’da olmayan bir Ferrari’nin de diğer takımların gücünü ve pazarlık kabiliyetini azaltacak olmasının yardımıyla anlaşma çok daha kolay olacak. Bütün bunlar şu 3 gerçeği işaret ediyor:

1.Ferrari Bernie ile yeni Concorde anlaşmasını görüşmeye başladı.
2.Ferrari Bernie’den yine farklı bir bedel talep etti.
3.Bernie de Ferrari’den FOTA’dan ayrılmasını talep etti ve bu görüşmeler başlıyor.

Red Bull’un durumu

Red Bull’un durumu daha çetrefilli ve gizli. Red Bull’un ayrılmasına en büyük sebep RRA (Kaynak Kısıtlama Anlaşması) için verdikleri teklifin kabul görmemesi. Bu konuyla ilgili bir açıklama yok, ancak tahminimi söylemek gerekirse Red Bull eski RRA anlaşmasının birazcık daha esneterek devam ettirilmesini istemiş olabilir. Bu esneme içinde muhtemelen personel sınırlandırmasının artışı var. Piste getirilebilecek kişi sayısı, fabrikadaki toplam personel ve toplam bütçe konusunda artış istemiş olabilirler. Bu da sezonu domine etmiş bir takımın unvanını korumak için en doğal talebidir.

Bir diğer sebep de Bernie’nin sadece Ferrari’yi değil, Red Bull’u da fonlama ihtimali olabilir. Elbette Bernie Ecclestone bunu amme hizmeti olarak yapmayacak. Red Bull şu anda Toro Rosso ile birlikte iki takım sahibi ve kararlarda söz sahibi. Mateschitz bu tarz bir talepte bulunmuş olabilir. Rakam Ferrari kadar olmayacaktır, ancak bana göre Red Bull’un ayrı bir statüde değerlendirilmesi muhtemel.

Bundan sonra neler olacak?

Her iki takım birlikten ayrılsalar da RRA için alınacak kararlara yardımcı olacaklarını açıkladılar. Ancak bu ayrılışın Concorde Anlaşması ile bağı gerçeklik kazanırsa Mclaren ve Mercedes GP’nin durumu sadece izleyeceklerini düşünmek safdillik olur. Ancak özellikle Ferrari ile birlik oluşturamayan takımların Ecclestone karşısında pazarlık gücü zayıf olacak ve muhtemelen anlaşmayı yapmak zorunda kalacaklar.

Bu arada RRA anlaşması prensip anlaşması değil, legal olarak kayıt altına alınmış bir anlaşma ve süresi 2017’ye kadar uzanıyor. Takımların ortak kararla anlaşmadan buna uymama ihtimalleri yok, aksi takdirde mahkemeyle yüzleşeceklerdir. Eninde sonunda FOTA içinde olsa da olmasa da anlaşmak zorundalar. Bu sebeple bana göre bu ayrılığın en büyük sebebi Concorde Anlaşmasının durumu.

Yeni sezon başlamadan RRA’nın da ortak bir zeminde buluşularak halledileceğine inanıyorum.