23 Kasım 2012 Cuma

Eyvah! Paralı pilotlar...


2013 sürücü koltuklarının artık büyük çoğunluğunun açıklandığı şu günlerde Formula 1’de koltuk bulmanın tamamen takımın maddi durumuna odaklandığını üzüntüyle görüyoruz. Takımlar üç gruba bölünmüş durumda:
1.Maddi durumu iyi ve pilotlarını sportif başarı için seçenler.
2.Maddi durumu ortada ve pilotlarını önce hayatta kalmak için, sonra da yeteneği için seçenler.
3.Maddi durumu kritik ve pilotlarını hayatını sürdürmek için seçenler.

Birinci grubu Red Bull, Ferrarı, Mclaren, Mercedes, Lotus ve Red Bull’un uydusu Toro Rosso takımları oluşturuyor.  Bu takımlar maddi problemleri olmadığından pilotlarını araçlarını geliştirebilecek, kötü bir araç da olsa potansiyelini ortaya çıkarabilecek, geleceği olan ve sponsor çekebilecek nitelikte pilotlardan oluşturuyor. Bu grubun en zayıf halkası Lotus, ancak onlar da iki pilotuna maaş ödeyebiliyor ve Grosjean’a dahi sabredebiliyor.
İkinci grubu Sauber, Williams ve Force India oluşturuyor. Bu takımlar maddi anlamda fazla parlak olmasalar da araç geliştirme konusunda kendi kendine yetebilen, geliştirme bütçeleri fena olmayan, rüzgar tüneline sahip takımlar, yani temelleri güçlü olduğu için pilot seçerken sponsor getirebilecek isimler seçerken bir yandan da yetenek arama lüksüne sahipler. Zira, bu takımlar puan alabiliyor ve bir sonraki sene ödeneğinin daha fazla olması için puan toplama konusunda da hassas olmaları gerekiyor.  Daha iyi pilotlarla karşılarına fırsat çıktığında podyum ya da ilk 5 mücadelesi yapmaları önemli. Bu yıl Williams’ın yarış kazandığını, Sauber’in 4 defa podyuma çıktığını düşünürsek durum daha net anlaşılabilir. Bu grupta Maldonado getirdiği multi milyonlarla Williams’i, Perez de kazandırdığı Telmex ile Sauber’i ihya ettiler. Sportif başarılarıyla da takımlarının yüzünü güldürdüler.

Üçüncü grup tahmin edilebileceği gibi Caterham, Marussia ve HRT’den oluşuyor. Bu takımlar çok sınırlı bütçeleriyle pilotların ödeyeceği ücretlerle ve getireceği sponsorlarla ayakta durabiliyor. En kötü durumda olan HRT tamamen sponsorlara muhtaçken Marussia ve Caterham bu yıla kadar en azından bir tecrübeli pilotla gelişim yarışı içindeydi. Caterham Kovalainen’le, Marussia da Glock’la tecrübe açığını kapatırken diğer pilotları Petrov ve Pic ile maddi açıdan güç toplamaya çalışıyordu. Marussia aynı şekilde seneye devam edebilecek, zira kuruluşundan beri ilk defa 10.sırayı elde ederek en az 13 milyon $’lik ödeneğe kavuştu ve Glock’un ödemesi için eli rahatladı. Fakat, Caterham iki yıldır aldığı 10.’lük ödeneğini kaybetme problemiyle karşı karşıya kalınca Kovalainen’le yollarını ayıracak gibi görünüyor.
Formula 1’de pilotun yarışması için sponsor bulmak yeni bir durum değil, belki sporun ilk günlerinden beri varolan bir olgu. Bunu büyük pilotların anlattığı anılardan öğreniyoruz. Örneğin sporun istatistiksel olarak en başarılı ismi Michael Schumacher para ödeyerek ve yerine geçtiği pilotun şans eseri yarışamamasıyla spora katıldı ve tek şansını iyi kullanıp spora tutundu. Yalnız, günümüzün zorlu ekonomik koşulları takımların yetenek ve tecrübeden ziyade sponsor getirisine odaklanmalarına neden oldu ve bu sporun geleceği açısından olumsuz bir durum. Kovalainen, Kobayashi, Bruno Senna, Vitaly Petrov gibi görece tecrübeli isimler seneye yerlerini sırasıyla Van der Garde, Gutierrez, Bottas ve Pic’e bırakacak gibi görünüyorlar.

Tabii buradan durumlarına üzüldüğüm sonucu çıkarılmasın zira üzüldüğüm sadece Kovalainen. Kovalainen’in Renault ve Mclaren kariyerlerinin üzerine koyduğu zorlu Caterham yıllarının sürüsünü geliştirdiğini ve daha iyi yerleri hakettiğini düşünüyorum. Kobayashi’ye üzülmüyorum, zira Sauber C31’in bu seneki potansiyelinin %50’sini bile kullanmadığını düşünüyorum. Petrov’u hız konusunda fena olmasa da istikrarsız buluyorum, Bruno Senna’yı ise –takipçilerim iyi bilir- hiç ama hiç başarılı bulmuyorum. Bruno Senna’ya asla sadece Senna demediğimi yine takıpçilerim biliyor sanırım, sadece o soyadla adlandırılmayı hak etmiyor bana göre. Diğer yandan Valtteri Bottas ve Gutierrez’İ merakla bekliyorum ve ikisine de güveniyorum, ikisinin de en geç 4-5 seneye şampiyonluk yarışı içinde olacaklarını düşünüyorum.

Özet olarak yetenek sporu olan Formula 1’in ekonomik kaygılarla maddileşmesi üzücü, umarım ya takımlar biraz daha zenginleşirler, ya da bu durumdaki takımlar yerini daha zengin sahiplere bırakır. Aksi takdirde gridde şu anda 6 şampiyon varken gelecekte 1-2 şampiyon ve orta yetenekte pilotlarla spor hayatını devam ettirecek. Alonso, Button, Kimi ve Hamilton emekli olduğunda Vettel’den başka kim kalıyor elimizde?

5 Kasım 2012 Pazartesi

Vettel balon mu? Ve Alonso'nun şampiyonluk şansı..


Sebastian Vettel balon mu?
Sebastian Vettel Cumartesi günü yaşadığı büyük problemle gridin en arkasına atıldıktan sonra Pazar günü ya kendini bedavacı ve ballı diye eleştirenleri haksız çıkaracaktı, ya da gridde beklenen yükselişi sağlayamayıp eleştirileri haklı çıkaracaktı. Yarışın ilk bölümünde bir dizi geçişle ve bazı kazalardan yararlanarak 11.sıraya kadar çıktı ve sonra Bruno Senna ile teması sonrası Güvenlik Aracının da zamanında girişiyle birlikte pite girip tekrar son sıraya geriledi. Daha sonra da istikrarlı turlarla ve biraz da ikinci Güvenlik aracı periyodu yardımıyla ilerledi. Bu esnada risk aldığı geçişler de yaptı. 24.sıradan başlayıp 2 pit stopla 3.bitirmek bedavacı birinin yapabileceği bir şey değil. Aynı başarıyı Alonso ya da Lewis Hamilton yapsaydı bugün tüm internet siteleri, Twitter, forumlar onları yerlere göklere sığdıramazdı, hak ederlerdi de. Yani demem o ki, Vettel’e biraz ön yargılı bakılıyor. Dünkü başarıdan sonra bile onu istisnai pilotların arasına sokmamayı da sanırım sadece Türk F1 fanları ve yorumcuları başarıyor. Sezar’ın hakkı Sezar’a…

Tabii şu noktayı da eklemeliyim. Vettel dünkü başarısını son 4 yarışı kazanmış mükemmel aracının yeni vites kutusu ve vites oranlarıyla yaptı. Ona yardım eden iki Güvenlik Aracı periyodu vardı. Başardığı şey hata yapmamak ve bazen riske girmek. Yani aslında bir Kimi Raikkonen/Suzuka 2005 yapmadı bu doğru, ancak hata yapmamak da bir başarıdır. Takım arkadaşı Webber’e bakmanız yeterli.
Vettel sadece Button’a yaptığı atak için bile büyük övgüyü hak ediyor. Button yarıştan sonra Vettel’in bu atağı yapacağını beklemediğini söyledi. Yani büyük tecrübe Button Vettel’in o riski alacağına inanmamış ki zaten lastik lastige virajı döndüler.

Alonso’nun şampiyonluk şansı…
Şampiyonluk yarışında geriye 2 yarış kaldı ve Alonso’nun şampiyonluk umudu giderek azalmaya başladı. Evet, dünkü sonuçla 13 puanlık farkı 10 puana düşürdü, hala savaşacağım diyor ama reel dünyaya geldiğimizde bunun o kadar da kolay olmayacağını görüyoruz. Alonso’nun şampiyonluk için mutlaka bir galibiyet alması gerekiyor. Bu yazımda da neden bunun gerektiğini matematiksel hesapla anlatacağım.

Şu anda Vettel ve Alonso arasında 10 puan fark var. Alonso’nun şampiyon olması için bir yarışı kazanması gerekiyor ve diğer yarışta da kazanması ya da eğer kazanamadıysa Vettel’e en az 2 sıra fark koyması gerekiyor. Yani eğer 2.olursa Vettel’in de 4.olması lazım. Aksi takdirde Vettel galibiyet fazlasıyla şampiyon oluyor.

Herhangi bir yarış kazanmadığı durumda da iki yarışta Vettel’in hiç yarış kazanmaması ve Alonso’nun da toplamda 5 sıra fark atması lazım. Ki bunlardan birinin en az 4.’lük olması şart. Örneğin her iki yarışta Vettel  8.olsa ve Alonso 5.olsa bile Vettel yine şampiyon oluyor.
Göründüğü gibi matematik hesaplarıyla Alonso’nun işinin zor olduğu ortada. Ferrari’nin iki şansı var, birincisi Vettel’in mekanik arıza veya kazayla yarış dışı kalması ya da herhangi bir hata ile çok gerilerde bitirmesi. Sonuncu başladığı yarışta bile podyuma çıkacak hiza sahip RB8’in yarış dışı kalmak haricinde pek sıkıntısı olmaz gibi…  Ferrari’nin de 15 günde 0.6-0.7 saniye hızlanması mantıklı değil. O yüzden Alonso’nun beklemek ve zorlamaktan başka çaresi yok.

Tabii şunu eklemeliyim, eğer Ferrari 5-8 puan arası bir farkla şampiyonluk yarışını Brezilya’ya taşımayı başarırsa Alonso’nun şansının şu ankinin iki katına çıkacağını düşünüyorum. Neden mi?

1.Brezilya yağmur konusunda her zaman sürprizler yapmış bir pisttir. Yağmur da Ferrari’nin çok hızlanması demek. Aynı zamanda strateji açısından büyük sürprizler demek. Bir anda Vettel’in avantajı uçup gidebilir.
2.Brezilya’da Ferrari ve Massa ekstra motive olacak, eğer Alonso’ya hızlı bir araç verilirse Massa’nın 2.sırayı alıp takım arkadaşına yılın yardımını etmesi pek uzak ihtimal değil.

3.Brezilya’da Fernando Alonso çok ama çok hızlı. Yarış dışı kaldığı 2009 ve Minardi’de yarıştığı 2001 hariç Alonso burada çıktığı 9 yarıştan 6’sında podyuma çıktı ve diğer üçünde de 4.oldu.
Özetlemek gerekirse, Ferrari ve Alonso’nun şampiyonluk iddiasının güçlü şekilde devamı için Austin’de ya kazanması, ya da Vettel’den en az 2 sıra üstte finish görmesi gerekiyor. Aksi takdirde Brezilya matematiksel olarak şans devam etse de gerçekçi olmayan bir amaç için turistik bir geziye dönüşebilir.