5 Eylül 2010 Pazar

Kimi Räikkönen 2011'de Formula 1'e döner mi?

Soru: Sizce Raikkonen, 2011'de Renault'nun su anki performansiyla F1'i tercih edebilir mi, yoksa kesin sampiyonluga oynayacak bir takim olmadikca WRC'de mi devam eder?

Sağlam ve çetrefilli bir soru bu, uzun bir cevabı da hak ediyor.

Kimi'nin geçmişi ve hikayesinde, cevabımın anafikirleri saklı olduğundan önce onlarla başlayacağım. Formula 1'de son 10 yılın tartışmasız en sansasyonel ve başarılı isimlerinden biri Kimi Räikkönen. Yetenekleriyle de sporun gelmiş geçmiş en istisnai sporcularından biri olan Fin pilot şu anda WRC'de yarışmasına rağmen Formula 1 gündemini işgal etmeye devam ediyor. 2011'de WRC'de mi olacak yoksa Renault ile Formula 1'e geri mi dönecek, bu soru sürekli sıcak kalan konulardan biri.


British Formula Renault şampiyonu...
Kimi Räikkönen spora gelişiyle olduğu gibi gidişiyle de olay yaratmıştı. 2001 yılında Peter Sauber ondaki cevheri görüp Sauber takımına aldığında herkes tek koltuklu serilerdeki yetersiz tecrübesi nedeniyle bu kararı eleştirmişti. Kimi Superlisans aldığında 21 yaşında ve yalnızca 23 yarış tecrübesi vardı. Yalnız bu 23 yarışın 13'ünü kazanmıştı ve de 1999 ve 2000'de British Formula Renault şampiyonu olmuştu. Peter Sauber Kimi'ye Mugello'da ilk test şansı verdiği günü anlatırken onu "utangaç bir hayvana" benzetir. Bir an önce piste çıkıp kendini göstermek istediğini ve F1'i istediğini anlar. Kimi'nin boyun kaslarının daha fazlasına müsaade etmediği 4 turluk bir testten sonra Sauber telemetreye bile bakmadan kararını verir ve Kimi'yi Sauber pilotu yapar. Tur zamanları süper olmasa da 21 yaşında ve 23 yarışlık tecrübesi olan birisi için iyiydi ama asıl onu etkileyen şey soğukkanlılığı ve kokpitteki rahatlığı olmuştu.

Kimi Avustralya'da Formula 1'deki ilk yarışına 13. sırada başlayıp 6. sırada bitirerek son puanın sahibi oldu. İlk yarışında potansiyelini yeterince gösterdi zaten. Dayanıklılık sorunlarıyla da boğuştuğu 2001 sezonunda 4 yarışta puan almayı başardı, 7. sırada başladığı Kanada GP'sini 4.sırada bitirerek çaylak sezonunu bir anlamda taçlandırmayı başardı. Ve Avrupa sezonu sona ermeden Macaristan GP'sinde Mclaren'e transferi hemen hemen kesinleşti.

Sonraki sezonlarını uzun uzun anlatmaya gerek yok. 2003 ve 2005 yıllarında şampiyonluk mücadelesini son yarışlara kadar sürdürmesine rağmen dayanıklılık sorunlarıyla boğuştu. 2004 ve 2006 sezonlarıysa tamamen kabus gibi geçmişti onun açısından. Formula 1'e girerken de tek amacının şampiyonluk olduğunu söyleyen Kimi şampiyonluğu Mclaren'le elde edemeyeceğini düşünerek 2007'de Ferrari'ye geçiş yaptı. İncelenmesi gereken sezonlardan birisi buydu.

2007 sezonunda ilk yarışını hat-trick'le (pole+galibiyet+en hızlı tur) kazandı. Sonraki yarışlarda Massa'nın gerisinde kalmaya başladı ama podyumdan uzak değildi. Bu sezonki makus talihini Fransa GP'de değiştirmişti. 3.başladığı yarışta startta önce 2.sıraya çıktı, sonra da takım arkadaşını pitstoplar sonrası geçerek galibiyete uzandı. Kimi için show artık başlıyordu. Bir sonraki yarış Silverstone'u da kazanınca şampiyonluğa iyiden iyiye inanmaya başladı. Kazanamadığı yarışları en azından podyumda bitirip şampiyonluk şansını devam ettirmeyi bildi. Son 2 yarışı kazandığı Spa pistinde adeta show yapmıştı. Spa'yla başlayan son 4 yarışlık seride Kimi 3 galibiyet aldı. Galibiyet alamadığı Fuji'de fazladan 2 puan için vatandaşı Kovalainen'i yoğun yağmur altında uzun süre takip etti, şampiyonluğu o kadar çok istiyordu ki, su spreylerinin görüşünü engellemesine rağmen takibini sürdürdü. Son 2 yarışta da imkansızı başardı ve 17 puanlık farkı kapatarak şampiyon oldu.

Yıllardır beklediği şampiyonluğa 2007'de ulaştı

Bu kadar detaya neden girdim? Çünkü Kimi'nin süper yeteneğinin inançla birleşmesi sonucu neler olabileceğini gördük. Yalnız burada inanç önemli bir detay. Önemi de 2008 sezonunda saklı. 2008'e şampiyon olarak başlayan Kimi ilk 4 yarışın 2'sini kazandı, herkes bir şampiyonluk daha gelecek derken kırılma noktalarından biri olan Kanada GP'si geldi. Belki de 6 yarışta 3 galibiyet elde edeceği bu yarışta pit yolunda Lewis Hamilton'ın akıl almaz hatasıyla yarışa veda etmişti. Moralini düzeltecek Fransa GP'sindeyse lider giderken egzost borusu kırılınca zor da olsa yarışı 2.bitirmeyi başardı. Ama bu yarıştan sonra Kimi'nin motivasyonu bitmiş oldu. Bir yıl önce açıkça geçtiği takım arkadaşının sürekli gerisinde kalmaya başladı. Herkes bunu lastik ısıtma problemine bağladı, ancak Kimi gibi içgüdüleriyle aracını kullanan bir pilot için bu gerçek sebep olamazdı. Gerçek sebep artık eski sezonlardaki gibi motive olmamasıydı. Şampiyonluğu elde ettiğinden artık savaşabileceği bir inancı yoktu.

Sezon bittikten sonra motivasyon problemi olduğunu kendisi açıkça söyledi. 2009 sezonunda aracı olması gerekenin çok gerisindeydi. Yalnız o kötü paketle bile üst üste podyuma çıkmayı başardı. İlginç olan birşey vardı, o da öne çıkıp takımı önlere taşıdığı yarışların Massa'nın kazasından sonra çıktığı yarışlar olmasıydı. Yani "tek adam" olmaya başladıktan sonra.

Ferrari bir İtalyan takımı, Akdeniz kanı taşıyor. Ne takım ne de takımı destekleyenler başarısızlığa uzun süre tahammül edemez. Bu yüzden pilotlarından birinin, hem de en çok parayı ödediği pilotunun şampiyonluk için motivasyonun kalmaması ya da tek adam olunca form tutması Scuderia'nın kabul edebileceği şeyler değil. Bu sebeptendir ki takım üste para vererek Raikkonen'i takımdan uzaklaştırdı ve Alonso'yla anlaştı.

Kimi 2010 sezonundan itibaren WRC'de yarışmaya başladı. Formula 1'den çıkıp WRC'ye geçmiş bir adam için oldukça ümit verici sonuçlar da almaya başladı. Ürdün'de ilk puanını aldıktan sonra Türkiye rallisini de 5. sırada tamamlamayı başardı ve aldığı mesafe sporun içindekiler tarafından çok etkileyici bulundu. En son Almanya'da ilk etap galibiyetini de aldı. WRC kariyeri Kimi için F1 kariyerinin bir kopyası gibi, sonuçlar aldıkça gelişiyor ve motive oluyor.


Ralliye gün geçtikçe alışıyor...

Kimi Räikkönen "challenge'ları" ve öğrenmeyi çok seven, hedefi olduğunda onun için savaşmaktan zevk alan ve başarılı olduğunda doyan bir pilot. 2007'deki şampiyonluğuna kadar bir kazanma makinası olması bu yüzdendi. 2005-2006 sezonlarında yarış dışı kaldığında sinirlenmesi, hakemler yanına geldiğinde sinirden onları terslemesi, suratını asması tamamen o kazanma hırsının ortaya çıkış nedeniyle olmuştu. 2007'deki müthiş motivasyonu da şampiyonluğu getirmişti. Ve "doymuş" Kimi bir daha da gerektiği kadar bastırmadı. Şu anda da yepyeni bir "öğrenme ve meydan okuma eğrisi" ile karşı karşıya. Aşağıda Kimi ile yapılan son röportajdan alıntılar var, bakın neler söylüyor...

Soru: Yarım sezon sonrası sence ralli hala bir tutku mu yoksa günlük rutin işin mi?
Kimi: Hayır, daha öğrenecek çok şeyim var, o yüzden günlük işim falan değil. Ralli yapmayı seviyorum, benim için büyük bir meydan okuma bu.

Soru: Öğrenme sürecinde ne durumdasın?
Kimi: Hala başlangıçtayım. Rallide tecrübe diye birşey yok. Herşey çok karmaşık, öyle birkaç ayda öğrenemezsin.

Soru: Hangi alanlarda daha çok gelişebileceğini düşünüyorsun?
Kimi: Her alanda... Benim için herşey çok yeni, sürekli öğreniyorum. Temel noktalardan biri yol notları. Pist yarışlarında olmayan, sadece rallide olan ve başarı için önemli bir faktör. Doğru yol notlarıyla çok süre kazanabilirsin.

Soru: Peki hangi alanda en çok geliştin?
Kimi: Tek bir alan olduğunu söyleyemem. Önemli olan tüm alanlarda birlikte gelişmek, mümkün olduğu kadar öğrenmek. Tüm alanlarda sene başına göre çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ancak hala öğrenmeye ve çalışmaya devam etmeliyiz.

Cevaplardan öğrenmeye ve başarmaya ne kadar iştahlı olduğunu anlamak çok zor olmasa gerek. Bu uçan Finli'nin tek anahtarı var, öğrenmek-keşfetmek-başarmak ve bir sonrakini istemek... Şimdi soruyorum, WRC'de F1'de başladığı zamanki iştahını bulan Kimi sıkıldığı F1'e tekrar döner mi? Bence hayır.

Öğrenmeye ve hız kazanmaya başladığı WRC'de ilerleyen yarışlarda daha da iyi sonuçlar alacağına kendisi de inanıyor, profesyoneller de inanıyor ve ben de inanıyorum. Ve diyorum ki Kimi şampiyonluğa oynayabileceğine inandığı andan itibaren WRC'de sonuna kadar gidecektir. Hep en iyilerden bir adım geride olacağına inanırsa da bırakacaktır. Ancak ilk opsiyona yakın duruyor.

Gelecek olsa da Renault ile dönmesi ancak Renault'nun 2005'deki gibi bir süper gelişim göstermesi durumunda olur, bunu da ispatlamaları kolay değil. Ben dahil Kimi-severlerin onun gelme ihtimalini sevmeleri doğal, ancak beklentileri düşük tutsak iyi olacak... Şimdilik WRC'deki başarılarını ve hırsını takip etmekle yetinelim...

1 yorum:

  1. Ferrari'den gönderilmesinin sebebininin maddi olduğunu düşünüyorum. Herkesin bildiği üzere Alonso, griddeki en büyük sponsor desteğine sahip pilot ve küresel mali krizde bu fırsat Ferrari için büyük bir fırsattı. Yanlış hatırlamıyorsam tazminatı da Stander ödemişti.

    Ben şahsen eski rakibinden ve kötü ayrıldığı eski takımına gününü gösterebilmek için tekrar dönebileceğini düşünüyorum.

    Ama WRC'de de şampiyon olması benim gibi Kimi taraftarlarını daha çok sevindirecektir :) Çifte şampiyon olmak ve tarihe geçmek.. F1'de 2. şampiyonluğunu kazanmaktan çok daha iyi.

    YanıtlaSil