10 Eylül 2010 Cuma

2011 yarış takvimi ve düşündürdükleri...

2011 yılının geçici yarış takvimi geçtiğimiz günlerde FIA tarafından yayınlandı. Formula 1 sezonu ilk defa 20 yarışlık bir döneme merhaba diyor. Bernie Ecclestone'un yıllardır dilinde sakız ederek takımları alıştırdığı 20 yarışlık dönemle sezon Mart'tan Kasım sonuna kadar uzamış oldu. Bernie daha önce 21-22 yarışlık, hatta 24 yarışlık sezonlardan da bahsetmiş ve takımlardan "yok artık" cevabını almıştı. Zaman neyi gösterir bilinmez, ancak 20 yarışlık takvimin biz izleyicileri mutlu ettiği kesin.

Takımların tepkisi

Peki yarış sayısının artmasının spora ve takımlara etkileri neler, bunlardan bahsedelim biraz. Öncelikle takımlar yarış sayısının fazla olmasının bütçelerine etkilerini öne sürerek buna karşı çıkıyorlardı. Gerek her fazla yarışa gidiş, gerekse fazladan yarışların araç geliştirme maliyetlerini de artırdığından bunu pek olumlu karşılamıyorlar. Buna karşılık takvimdeki her yarış yarışları düzenleyen FOA'ya bir bedel ödüyor, biriken yayın gelirleri, sponsorluk ve yarış düzenleme bedelleri de takımlar şampiyonası sıralamasına göre takımlara ödeniyor. Her fazladan yarış aynı zamanda gelirlerin de artması demek. Gelecek yıl için planlanan FOA bütçesinde pist gelirleri 445 milyon dolar olarak belirlenmiş, bu da 20 yarışa bölündüğünde 22,5 milyon dolar civarında bir tutar çıkıyor. Yine her yeni yarış ilgili ülkede artan reklam gelirleri, sponsorluk şansları ve taraftar ürünleri satışı demek. Bu da takımlar için yarış sayısında yaşanan değişimin avantajları.

Tabii ki bunlar işin maddi yönleri. Kasım sonunda biten bir sezon yeni sezon çalışmalarını ve hatta mühendislerin izin dönemlerini etkilediğinden takımlar bu problemi karşılamaya sıcak bakmıyorlardı. Normalde sezon Kasım başında biter, yeni sezon geliştirme ekibi mesaiye devam ederken yarış ve bulunulan sezonun geliştirme ekibi Kasım ve Aralık'ı tatille ve ofislerinde daha sakin şekilde geçirirdi. Ocak ayında testlerin başlamasıyla birlikte yeni sezon hazırlıkları hızlanırdı. Takımların Kasım sonunda biten 20 yarışlık sezonda zamanlama ve mühendis sayısı konularını tekrar gözden geçirmesi gerekecek.

Pilotlar için 20 yarışlı takvim

Pilotlar 1-2 hafta fazladan fiziksel yorgunluk haricinde bu konudan şikayetçi olmazlar. Hatta şampiyonluğa oynayan pilotlar sezonun uzun olmasının onlara avantaj getireceğini ve fark varsa da bunu kapatma şanslarının artacağını düşünerek bu fikre olumlu bakıyorlar. Gerideki pilotlar da her puanın daha iyi bir takıma geçiş şanslarını artırdığından bu fikri destekleyeceklerdir. Dolayısıyla fazla yarış pilotlar tarafında bir problem çıkarmayacaktır. (Bu yazıyı hazırlamaya başladığımda sadece fikirlerimi yazmıştım, yazı bitince baktım ki pilotlar zaten bu 20 yarışı destekleyen açıklamalar yapmışlar :)

2011 takvimi ve özellikleri

Şimdi biraz da takvime bakalım ve fikirlerimizi yazalım...

1.Bahreyn    13 Mart
2.Avustralya 27 Mart
3.Malezya    10 Nisan
4.Çin            17 Nisan
5.Türkiye      8 Mayıs
6.İspanya     22 Mayıs
7.Monaco    29 Mayıs
8.Kanada    12 Haziran
9.Avrupa     26 Haziran
10.İngiltere  10 Temmuz
11.Almanya 24 Temmuz
12.Macaristan 31 Temmuz
13.Belçika    28 Ağustos
14.İtalya      11 Eylül
15.Singapur 25 Eylül
16.Japonya    9 Ekim
17.Kore        16 Ekim
18.Hindistan  30 Ekim
19.Abu Dabi 13 Kasım
20.Brezilya    27 Kasım

Sezon açılışı yine Bahreyn'le yapılıyor. Eskiden sezon Avustralya ile başlardı, ancak yayın gelirlerinin önemli kısmının geldiği Avrupa'da yerel saatle bu yarış gece 04.00'de başladığından sezon açılışı izlenme oranları düşük olurdu. Bu yüzden FOA sezon açılışının Bahreyn gibi Avrupa yakın yerel saati olan bir pistinde olmasını tercih ediyor, FIA da buna uygun bir takvim belirledi.

Türkiye GP'nin yeri

Türkiye GP 8 Mayıs'ta yapılacak. Bu Avrupa sezonunun Türkiye ile açılacağını gösteriyor, bu durumun da bizim açımızdan avantajlı olduğunu düşünüyorum. İki sebebi var bu düşüncemin:

1.Avrupa sezonunda takımlar daha donanımlı oluyor ve ilk büyük güncellemelerini bu sezonun ilk yarışında yapıyorlar. Genellikle İspanya'da olurdu bu durum. Türkiye'nin bu ünvanı almasıyla Avrupa sezonu açılış yarışı olarak Türkiye'nin adı geçecek. Bu da aynen bu yılki Red Bull kazasında olduğu gibi Türkiye'nin bol bol haberlerde geçmesi ve isim reklamı yapması demek.

2.Takımlar Çin ve Türkiye arasındaki 3 haftalık ara sonrası çalışmalarını piste yansıtmak için planlanandan da erken gelecekler ülkemize. Bu otel gelirleri, PR faaliyetleri, pist çalışmaları gibi birçok alanda döviz girdisi demek. Aynı zamanda basın gelirlerinin de artması demek.

Bu tarihin yarış açısından da iki getirisi var.

1. 8 Mayıs Türkiye'de havanın alışılandan da soğuk olması demek. Bu da lastik ısıtma sorununu beraberinde getirecek. Kanada'da yaşanan önemli ve yarışı eğlenceli hale getiren olaylar bizde de yaşanabilir. Bu da pistin uzun süre gündemde kalması demek.

2.Baharın ortası denecek tarihte Türkiye GP'nin ilk yağmurlu hali yaşanabilir. Zaten sık sık geçiş görülen yarışta yağmurda neler olabileceğini sanırım söylememe gerek yok.

Kısacası ben bu tarihten son derece memnunum.

Uzakdoğu sezonu

F1'de meşhur "Avrupa sezonu" deyiminden sonra artık F1 jargonuna "Uzakdoğu Sezonu" deyimi girecek gibi. 2010'da Kore ve 2011'de Hindistan'ın da eklenmesiyle takımlar 25 Eylül'den 30 Ekim'e kadar 35 gün içinde tam beş yarış için Uzakdoğu Asya'da olacaklar. Fabrikalarından kilometrelerce uzakta peşpeşe beş yarış takımların gelişim konusunda zorlanacakları kesin. Bu da şampiyonluk yarışını kızıştırabilir.

Sezonun son iki yarışı Abu Dabi ve Brezilya'da olacak. Normalde F1 sezonu en geç Kasım'ın ilk haftası biterdi. Kasım ayında yarış düzenlemek birçok ülke için hava şartları açısından zor. Avrupa'nın birçok yerinde kar başlıyor, uzakdoğu'da muson yağmurları dönemi gelmiş oluyor. Bu açıdan sürekli sıcak Abu Dabi ve Kasım'da Güney Yarımküre'de yaz mevsimine başlayan Brezilya doğru seçim. Abu Dabi Kasım ayında yaklaşık 29-30 derece sıcaklıkta oluyor.

Son yarışın Brezilya'da olması da F1 fanlarını sevindirdi. Her sezon şampiyon genellikle Brezilya'da belirlenirdi. Geçen yıl son yarış Abu Dabi'de olmasına rağmen Button yine Brezilya'da ilan etmişti şampiyonluğunu. Gelecek sezon Brezilya'nın son yarışa ev sahipliği etmesi güzel oldu. Brezilya'nın ne kadar F1'e tutkun bir ülke olduğunu bilmeyenimiz yoktur.

Sonuç olarak genel hatlarıyla çok pozitif bir görünümü var 2010 sezonunun. Umarım bu sezon olduğu gibi ön sıralarda yarışan çok takım olur. Bu yılki iddialı Red Bull, Mclaren ve Ferrari'ye şimdiden 2011'e hazırlanan Mercedes ve iddialı Renault'nun eklenmesiyle gelecek yılın iddialı geçeceğini tahmin edebiliyoruz.

1 yorum:

  1. Her ne kadar Serhan Acar hiç istemese de, yağmurlu bir Türkiye GP'si izlemek, gelecek sezon için en büyük dileğim. :)

    YanıtlaSil