26 Eylül 2010 Pazar

Singapur GP değerlendirmesi: Karanlıkta parlayan kırmızılar...

Formula 1 tarihinin ilk gece yarışını düzenleyen ve yerel saatiyle gece 23.00 gibi aksiyonun bittiği Singapur GP, üst üste iki yarıştır hat-trick yapan Alonso'nun harika galibiyetiyle sonuçlandı. Singapur'un gündüzü aratmayan ışıl ışıl caddelerinde parlayan kırmızısıyla ayrı bir güzelliğe sahip F10 bugün aldığı kusursuz galibiyetle bir kere daha parlamış oldu. Yazımın başlığı da bu şekilde oluşmuş oldu: Karanlıkta parlayan kırmızılar...

Singapur pisti bu senenin son yüksek downforce pistiydi. En son yüksek downforce pisti olan Macaristan'da RBR'ler ayrı bir gezegende gibilerdi. 1,2 sn'den fazla bir farkla pole pozisyon almışlardı. Daha sonra esnek kanat testleri ve zemin testleri RBR'lerin hızını azalttı, onlar her ne kadar aksini iddia etseler de. Bugün ve bu hafta sonu da bunun ispatını görmüş olduk.

Hafta sonunun genelinde RBR'ler en hızlı pakete sahip olmalı ve yarışı kazanmalılardı. Ancak RBR'lerin karşısında birkaç yarıştır elde ettiği momentum, motivasyon ve yeteneğiyle Alonso vardı. Bunun ilk faydasını da Monza'dan sonra burada da elde ettiği pole pozisyonuyla aldı. Singapur'da pole mutlaka RBR'ye gitmeliydi. Eğer Vettel aşırı derecede limitlerde kullanmasa ve duvara sürtmese öyle de olacaktı, ancak Formula 1'de -se, -sa'lara yer yoktur, sonuç neyse o'dur...

Sıralamalarda öndeki üç takımın birinci pilotları arka arkaya sıralandılar. 1.Ferrari'den Alonso 2.Red Bull'dan Vettel 3.Mclaren'den Hamilton. Dördüncü sırayı uzun süredir öndeki beşliden en vasat görüneni Button ve beşinci sırada da şampiyona lideri Webber vardı.

Start...

Startta eğer Vettel ekstra dikkatli ve motive olmasa Hamilton'a yerini kaybedecek gibiydi. Ancak o öyle ileri fırladı ki, Alonso her zamanki harika startlarından biri ve akıllıca çizgi seçimiyle ona izin vermedi. İlk sıralarda bir değişiklik yoktu, yarış başladığı gibi ilk beşlinin sıralaması şekliyle devam etti. Liuzzi ve Heidfeld'in yarışın hemen başlarındaki kazası da yarışın kırılma anlarından biriydi. Güvenlik aracı periyodunda öndeki ilk 11 pilottan sadece Webber risk alarak pite girdi ve sert lastiklere geçiş yaptı. 11.sıranın gerisindeki pilotların neredeyse tamamı pite girdi.


Statta Vettel ve Alonso'nun arkasındakilerle farkına dikkat!

Webber'in amacı bana göre yarışın kalanını sert lastikle götürmek gibi basit bir plandan ziyade ikinci bir güvenlik aracı periyodu için kumar oynamaktı. Eğer tekrar bir SC periyodu olursa herkes pite saldıracak ve Webber belki de en önde kalacaktı. Kumarın işlemesi için de önündekilerden kurtulması ve 5-6 tur içinde bir SC periyodu yaşanması gerekiyordu, ancak öyle olmadı... Webber evet geçişler yaptı ama pistte henüz kauçuk parçaları yetersiz olduğundan sert lastiklerini çalıştırması kolay olmadı. Takım arkadaşından ve Alonso'dan bazı turlarda 1,5 bazılarında 2 sn yavaş kaldı. Bu da stratejisinin en azından RBR ve Ferrari'ye işlemeyeceğinin göstergesiydi. Bu arada bu kararı Webber'in yarış mühendisi ve stratejistlerin aldığını ve Webber'den onay aldıklarını düşünüyorum, direkt Webber'in talebi değildir bana göre.

Webber Alonso ve Vettel'in pitleri öncesi bu iki pilotun yaklaşık 45-46 sn gerisindeydi. Dolayısıyla onları gözden çıkardı, asıl hedefi de Lewis'di. Hamilton'la kaza yapıncaya kadar önemli bir hata yapmadan gitti. Mclaren'den hızlı olduğu için her durumda Hamilton ve Button'ın önünde çıkacaktı onların pitleri sonrası. Öyle de oldu... Lewis 28.turda pite girdi, iki tur sonra Kobayashi'nin akıl almaz DNF'i yaşandı, SC girdi ve dört tur böyle geçti. SC çıktıktan sonra Lewis kaplan gibi atıldı Webber'in önüne. 8.viraja gelirken geçmeyi de başardı, ancak bana göre hatalı davranarak virajda dışta kalarak Webber'e izin verdi, Webber de açılan kapıdan içeri girerek yine hatalı davranarak Lewis'e çok yakın bir çizgiyle viraja girdi. Neticede kaza yaşandı ve Hamilton son 4 yarışta üçüncü defa, bu sezon da dördüncü defa yarış dışı kaldı. Kahrolduğu direksiyonunu fırlatmasından da anlaşılabiliyordu, hatta garajda ağladığına dair henüz doğrulanmayan bir haber de aldık. Hamilton'ı aşağıda daha detaylı anlatmak üzere geçiyorum.

Webber de bu turdan sonra yarışı aynı şekilde bitirdi. Sonradan mucize şekilde bitirdiğini öğrendik. Meğer Webber'in jantı lastiğinden ayrılmak üzereymiş o kaza sonrası. 5 mm bir açıklık kalmış, o da gitse Webber'in lastiği hava kaybedecek ve zorunlu bir pit yapacaktı. Bu da en az 3 sıra kaybetmesi demekti. Neticede Avustralyalı lider pilot kötünün iyisi bir performansla podyuma çıkmayı başardı, en önemlisi liderliğini sürdürdü. Ancak takım arkadaşının hala bir yarış galibiyeti önünde sadece, en önemlisi formda pilot Alonso'nun sadece 11 puan önünde..

Alonso-Vettel mücadelesi

Fernando Alonso önde başladığı ve liderliği hiç bırakmadığı yarışta Vettel'e açtığı farkı da birkaç tur haricinde sabit tuttu. Yarışın ilk bölümünde ortalama her tur 0.3 sn hızlıydı. Asıl farkı da ikinci sektörde yapıyordu. Vettel ilk sektörde hızlıdır, Alonso ikinci sektörde, son sektörde eşitlerdir ama kim daha hızlıysa kendi lehine farkı açıyor/kapatıyordu. Yumuşak lastikle Ferrari harika bir performans sergiliyordu. Pitlere kadar geçen zaman böyleydi. Pit stoplarda Reb Bull'un daha geç pite girmesi beklenirken Vettel'in Alonso ile aynı anda pite girmesiyle onu geçme planları da suya düştü. Dahası Vettel'in pit stop çıkışındaki vites takılması ona 0.9 sn'ye mâl olunca Fernando'yu takip etmekten başka çaresi kalmadı. Yalnız pit stoplar sonrası sert lastikle RBR'nin Ferrari'den en azından ilk turlarda çok ama çok hızlı olması çok ilginç bir detay oldu. Eğer Kobayashi'nin kazası Alonso'nun imdadına yetişmese Vettel Fernando'yu rahatça geçebilirdi. Ama F1'de bazen şansınızla da kazanırsınız, Alonso'nun da şans yanındaydı.

Güvenlik aracı periyodunda Alonso lastiklerine gereken özeni gösterince SC sonrası bölüm yumuşak lastikle neredeyse aynıydı: Vettel ilk sektörde hızlıdır, Alonso ikinci sektörde, son sektörde eşitlerdir. Buradan sonrası tavşan kaç tazı tut oyunuydu. Vettel Alonso'ya yaklaşıyordu ama Hamilton'ın kazasından da çekinerek, aynı zamanda eski kötü anılarını hatırlayarak (Türkiye ve Spa) Alonso'ya atak yapamadı. Yarış da böylece bitti. Hatırlarsak Macaristan'da da ikinci sıra için aynı şekilde bu ikili aynı sırayla kovalamaca oynamıştı.


İki yarış üst üste hat-trick, hiç fena değil!

Vettel için kazanılması gereken yarış en azından ikinci sırada bitti. Bu ona 7 puana mâl oldu. Eğer kazansaydı 188 puanla şampiyona ikincisi olacaktı, Alonso da 184 puanda kalacaktı. Bakalım ilerleyen yarışlar sakinleşmeyi öğrenmeye başlamış görünen bu Genç Alman'a neler getirecek...

Alonso ve Ferrari'nin önlenemez momentumu...

Spa sonrası lider Hamilton'ın 41 puan gerisine düşen ve ümidini yitirdiği sanılan Fernando Alonso düşük downforce pisti olan Monza ve aksine yüksek downforce pisti olan Singapur'da üst üste hat-trick (pole+en hızlı tur+galibiyet) yaparak bir anda şampiyonada sadece 11 puan farkla  ikinci sıraya yükseldi. Pistlerin özelliklerini verdim, çünkü takım Fernando'nun şampiyonluğu için birbirine zıt iki farklı tipte pistlerde mükemmel bir gelişim göstermiş durumda. Alonso gibi istenenleri eksiksiz yapan ve hırsı son derece yerinde olan bir pilotla da son dört yarışa giriyorlar.


Fernando'yu bu yıl ilk defa bu kadar mutlu gördük

Son 4 ve 5 yarışta toplanan puanlara baktığımızda karşımıza ilginç bir tablo çıkıyor.

Son 5 yarış:

Alonso: 93 puan
Webber:74 puan
Vettel:  60 puan
Button: 44 puan
Hamilton: 37 puan

Son 4 yarış:

Alonso:   68 puan
Webber: 66 puan
Vettel: 45 puan
Button: 34 puan
Hamilton: 25 puan

Fernando Alonso diğer 4 pilottan çok daha fazla puan toplarken Mclaren pilotları çok gerilerde kalmış durumdalar. Bu da Alonso'nun farkı nasıl kapattığını ortaya koyuyor. Spa sonrası Alonso Hamilton'dan 41 puan gerideyken iki yarış sonra 9 puan öne geçmiş oluyor.

Yılın bundan sonraki yarışlarına baktığımızda yine Ferrari lehine bir durum görüyoruz. Suzuka Hockenheim ve Spa karışımı bir görünüşe sahip. İlk sektöründe aerodinamik yol tutuş çok önemli. İkinci sektör orta downforce, son sektör de uzun düzlüğüyle düşük downforce isteyen bir yapıya sahip. Bu yüzden Ferrari'nin burada en hızlı olma şansı %50'nin üzerinde. Kore kapalı kutu ancak Red Bull ve Ferrari'nin hızlı olacağını düşünüyorum. Yine Brezilya tam bir Ferrari pisti, burada en hızlı olacağını sanıyorum Ferrari'nin. Abu Dabi de Ferrari ve Red Bull'a eşit hızlar tanıyacak bir yapıya sahip.

Massa'nın liderden 74 puan ve Alonso'dan 65 puan geriye düşmesiyle artık Alonso'nun takımın desteğini resmi olarak alacağını da düşünürsek tamamen motive olmuş bir takım ve pilot kadrosuyla Ferrari tüm gücünü 2010 yılına yönlendirecek. Motor problemi yaşanmazsa şampiyonluğu kazanmamaları için de bir sebep yok.


Ferrari takımı Alonso'nun arkasında kenetlenmiş durumda

Motor demişken kısa bir bilgi vereyim. Alonso tüm hafta sonu boyunca Macaristan ve Almanya'da kullanılan motoru kullandı. Böylelikle muhtemelen bu motoru artık sadece antrenmanlarda kullanabilir. Kalan 4 yarış için 3 motoru var. Birinci motorunu Bahreyn'de problem nedeniyle ayırmışlardı, onu Abu Dabi'deki yarışta ya da sadece antrenmanlarda kullanacak. Yedinci ve sekizinci motorunu (ki bunlar sadece birer yarış çıkardı) üç yarışta ya da Abu Dabi dahil dört yarışta kullanacak. Eğer farklı bir arıza yaşanmazsa kalan yarışlarda motorların tamamı rahatlıkla kullanılabilir. Ben takımın son yarışa kadar her yarışta sanki son yarışta motoru dert etmelerine gerek yokmuşcasına rahat davranacağını düşünüyorum. Yani Abu Dabi'yi düşünüp herhangi bir fedakarlık yapmayacaklardır. Belki de Abu Dabi'de motor dert etmelerine gerçekten gerek kalmayacak, son yarıştan önce şampiyonluğu ilan edebilecekler, ya da DNF'ler nedeniyle şampiyonluk şansı kalmayacak. Kısacası önümüzdeki üç yarışa da aynı iştahla saldıracaklardır.

Mclaren'de durum

Mclaren için Singapur'un kötü geçeceği pek de sır değildi. Araç yüksek downforce pistlerinde kötü olmasının da yanında tümsek içeren pistlerde de başarılı değildi. Bu yüzden Singapur'da ne alınsa kâr kalacaktı takıma. Aslında Hamilton SC periyodu sonrası kaybettiği pozisyonunu da almak üzereydi, o kazayı yaşamamış olsa. Neticede bu bir yarış ve daha 4 yarış var. Lewis'in yaşı ve tecrübesi nedeniyle bu beyin yarışını kaldıramama ihtimali var, yine de geçmişte muhteşem geri dönüşlerine şahit olduk. Suzuka'da da aynen Spa'da bıraktığı yerden devam edecektir. Suzuka Mclaren'in yapısına uygun bir pist, hızlı olacaklardır. Ancak F-kanala fazlaca bağlı şasi nedeniyle bu yıl Mclaren önemli güncellemelerde geri kaldı, gelişim yarışında nerede olacaklar bilemiyorum.


Lewis'in yıkıldığı o an...

Jenson Button ne olursa olsun şampiyonluk yarışından kopmuyor. Bakıldığında 5 pilotluk yarışta zincirin en zayıf halkası. Ama beş pilot içinde en soğukkanlı pilot olduğu kesin, fırsatlar önüne çıktığında genel değerlendirmeye hazır olmasıyla da tanıyoruz. Yarıştan kopmaması kendisi için iyi olsa da Mclaren için kötü, çünkü Hamilton'la farkı yok denecek kadar azaldı, bu yüzden takım birinci pilot belirleyemiyor. Bu da şampiyonluk yarışında yara almak demek. Ferrari'nin tek pilot şansı Mclaren'in de şanssızlığına dönüşüyor.

Kimse Mclaren'i küçümsememeli, en az bir pilotuyla Abu Dabi dahil şampiyonluk kovalayacaktır Mclaren.

Red Bull

Red Bull daha önce de belirttiğim gibi Singapur'u mutlaka kazanmalıydı kendi açısından. Kalan beş pist içinde Red Bull pisti kelimesi en çok burası için kullanılırdı. Kayıpları onlara sezon sonunda pahalıya mal olabilir. Ancak buradaki iki podyum yine de takımlar şampiyonasında Red Bull için 33 puanlık bir kazanım anlamına geldi.

Pilotlar şampiyonasında aynen Mclaren'de olduğu gibi iki pilotla devam ediyorlar. Üstelik gerideki pilot da birinci pilot olduğundan öndeki Webber'i destekleme şansları yok. Vettel de artık riskten kaçınan ve şampiyonluğu isteyen bir pilot olduğundan ikilinin mücadelesi son yarışa kadar gidebilir.

Takımın gelişim hızı ve kalitesi konusunda şüphem yok, dolayısıyla Red Bull'un durumunun değişeceğini düşünmüyorum. Kalan pistlerin tamamında hızlı olacaklar. İçlerinde sadece Suzuka biraz daha yavaş kalabilecekleri bir pist.

Diğer...

Adamım Kobayashi yarıştaki garip kazasıyla beni hem güldürdü, hem hayal kırıklığına uğrattı. Yerinde olsam FOM'dan rica eder, yarışın o bölümünün kayıtlarını sildirirdim. Arkasından göz göre göre gelip ona çarpan Bruno daha da komediydi. Dikkat ederseniz soyadını yazmadım, ayıp olur, Ayrton kabrinde rahatsız olur diye.


Oldu mu hiç Kamui? Bruno sana birşey söylemiyorum...

Sezon ilerledikçe takımların yumuşak lastiklerini çok daha başarılı kullandıkları da gözümden kaçmayan bir diğer nokta. Formula 1 teknolojinin ve zekanın zirvesi, takımlardaki dahi mühendisler de bu tip durumlarda gelişimde sınır tanımıyorlar. İlk yarışlarda yumuşak lastikler hemen biterken yarışlar geçtikçe yumuşak lastiklerin minimum yarış mesafesinin yarısına kadar kullanıldığını gözlemledik. Bugün Ferrari ve Red Bull yumuşak lastik kullanımında Mclaren'den bir adım öndeydi. Pite girecekleri sırada iki takım da düzenli olarak derecelerini geliştiriyor ve 1.51'li zamanlar yapıyordu. Mclaren bu iki takımdan önce kötü derecelere başlamıştı, turlar 1.54'ü de aşmaya başlayınca mecburen pite girdiler.

Yine yarışın en hızlı turunu kaydeden Alonso'nun 1.47.976'lık zamanına baktığımızda kusursuz bir performans görüyoruz. Bu pistte en hızlı olması gereken Vettel 0.165 sn geride kaldı. Alonso bu turunu aşınmış sert lastikleriyle yaptı. Yeni lastiklere sahip Kubica ve Schumacher minimum 1 sn geridelerdi. Bu da Ferrari ve Alonso'nun turunun değerini ortaya koyuyor.

Yarışın yıldızı: Fernando Alonso

Yarışın hayal kırıklığı : Lewis Hamilton
Yarışın en heyecanlı anı: Webber-Hamilton mücadelesi
Yarışın geçişi: Kubica'nın son bölümdeki geçişleri
İyiler: Vettel, Webber, Barrichello, Kovalainen
Kötüler: Button, problem daha çok araçta olsa da Massa, Kobayashi, Senna

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder