9 Mayıs 2011 Pazartesi

Türkiye GP'den yansıyanlar

Yazımda Turkiye GP’yi tur tur değerlendirmek yerine önemli bulduğum konulara ilişkin fikirlerimi yazacağım. Yarışa ilişkin ekstra sorularınız olursa Twitter ya da Formspring hesaplarıma iletebilirsiniz.


Red Bull nereye gidiyor?

Red Bull Racing şu ana kadar orta downforce seviyesine sahip pistlerde üstünlüğünü kanıtladı. Önce Çin’de, şimdi de Türkiye’de kısmen düşük downforce gerektiren virajlarda da performansını gösterdi. Düşük downforce pistlerinde geçen seneki gibi problem yaşayacağını gösteren bulgulara rastladık dün. Özellikle düzlük hızında Mercedes ve Ferrari motorlarına göre geride kalmış göründüler. Ciddi fark yapmalarını beklediğim 8.virajda özellikle Ferrari’ye yakın ve hatta bazen daha yavaş göründüler. Belki de sene başından beri en güçlü performanslarını Barcelona’da gösterecekler, tabii ki diğer takımlar ekstra şeyler yapmazlarsa.

Red Bull ve pit stopları

Dün yayında sık sık dikkat çekmeye çalıştım, Red Bull pit stoplarını maksimum 3,6 saniyede tamamlıyor, 3,1 saniye süren pit stopları bile oldu. Ferrari ve Mclaren pit stoplarında 4 saniyenin altına düşemiyorlar. Zaten çok hızlı olan RB7 bu anlamda da daha hızlı olunca 4 pole pozisyon ve 3 galibiyet kaçınılmaz hale geliyor. Pit stopların daha da önem kazandığı bu günlerde diğer takımların Red Bull’un pit stoplarını yakından incelediği kesin. Son cümle olarak şunu söyleyeyim: RB7’nin hızının tek kaynağı Adrian Newey değil, komple bir takım başarısı var ortada. Christian Horner’a tebriklerimizi gönderiyoruz buradan.

Mark Webber neler yapıyor?

Mark Webber ayrı bir tartışma konusu. Bana göre kötü performansta bu senenin en büyük sürprizi. Bu sene takım arkadaşını ne sıralamada, ne de yarışta hiç geçemedi. Toplam 228 turun 228’inde de Vettel’den geride kaldı. İtalya’dan beri sıralamada Vettel’i hiç geçemedi. Geçen yılın şampiyon adayı bir pilotun bu halde olması kabul edilir değil. 18’den başlayıp 3’e çıkmak, geri düşüp tekrar pozisyonunu kazanmak bir RB7 sürücüsü için açıkçası beni etkilemiyor, Seb’i geçmeye başladığında beni etkiler.

Ferrari ve Alonso

Ferrari hızını tekrar kazanmaya başlamış görünüyor. Alonso dünkü yarışta ortalama bir start sonrası Webber’in arkasına yapıştı ve DRS sayesinde geçmesi zor olmadı. Ortalama diyorum çünkü hala Ferrari’nin startlarında bir problem olduğunu düşünüyorum. Rosberg’in çıkışıyla Alonso’yu karşılaştırın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Alonso’nun yarış içinde attığı turlar kesinlikle beklenenin çok üzerindeydi. Aerodinamik gücü sınayan S2 ve 8.virajda çok iyi görünüyorlardı. Genel tur performansında da Red Bull’dan da 0,5 saniye yavaş olduğunu düşünüyorum. Bu farkın da esnek kanada işaret ettiğini düşündüğümüzde Ferrari’nin oyuna geri dönmesi İspanya’dan itibaren başlayacak gibi.

Takım %50 ölçekli rüzgar tünelinden %60 ölçeğe geçince simülasyonların gerçeğe uymadığı sonucuna vardı. Toyota’nın Köln’deki çok gelişmiş %50 ölçekli rüzgar tüneliyle kendi rüzgar tünellerini karşılaştırınca sonucu aşağı yukarı buldular. Takıma gereken morali de Alonso dün bulunca sezona daha da iştahlı saldıracakları kesin. Podyumu beklemediklerini yarış sonrası ellerine geçen ilk çikolatayla podyumu kutlamalarından anlıyoruz. Durum kırmızı garajda daha iyi görünüyor.

Mclaren’de kara gün

Geçen yılın İstanbul galibi Mclaren’de İstanbul tam bir kabus şeklinde geçti. Antrenmanlarda Mercedes’ten geri kalmalarının haricinde yarışta tempo sorunları da yaşadılar, pit stop problemleri de meseleye tuz biber ekti. Pit stop problemi sadece asıl farkı gölgeledi, Ferrari’den 40 saniye geri kalmalarının 15 saniyesi pit stop problemi olsa diğer 25 saniyesi de tur başına 0,4 saniye yavaşlığı ifade eder, ancak bunu Çin’de kazanmış takım için açıklayamazsınız. Mclaren elbette Ferrari’den bu kadar yavaş değil, görünen o ki hafta sonunda set-up çalışmaları doğru biçimde yapılamamış. Mclaren bu yarışı unutup İspanya’da tekrar geri dönecektir.

Button için yapılan 3 pit stop planı da aslında yapılabilecek en mantıklı şeydi. 4 pit stop için agresif bir tarz gerekiyordu, Button’da bu yoktu, ancak lastikleri yiyip bitiren İstanbulpark asfaltında da 3 pit stopun az olduğu ortadaydı. Böyle günlerde bitirebileceğiniz maksimum noktada bitirip günü unutmaya çalışırsınız.

Mercedes neden yavaş kaldı?

Yarış sonrası birkaç kişi Mercedes’in antrenmanlardaki hızının neden yarışa yansımadığını sordu. Ross Brawn aslında sorunun cevabını bir nebze verdi, yayından sonra da biraz bahsetmiştim bu konuya. Cumartesi günü gördük ki Mercedes lastiklerini Ferrari ve Mclaren’den daha çabuk ısıtabiliyor. Ayarlar da bu yönde yapılmıştı. Halbuki yarışta bu hızını koruyamadı, tek turda korumuştu, aynen sıralamada olduğu gibi, ancak turlar ilerleyince yavaş tempo düştü ve RBR-Ferrari ikilisinden 1 saniye daha yavaş bir tempo yakaladı. Türkiye antrenman ve sıralamaları takımın pozitif bir ivme yakaladığını gösteriyor, ancak daha alınacak çok mesafe var. Takımın sıralama ayarları yapması Mercedes GP hayranlarını yanıltmasın.

Schumacher’in yavaşlığı Alman pilotu yavaş yavaş ümitsizliğe itmeye başladı. Yarış sonrası demeçlerinden bunu anladık. Her ne kadar kontratımın sonunu göreceğim dese de, Avrupa sezonu sonuna kadar podyuma çıkamazsa efsane pilotun 2011’de bırakacağını düşünüyorum.

DRS meselesi
İstanbulpark geçişler konusunda son yılların belki de en bereketli yarışı oldu. Yayında bunun gereğinden fazla suni göründüğünden bahsetmiştik. Yarış sonrası da gazetecilerden ve takım patronlarından aynen bu yönde onlarca demeç okuduk. Gerçek böyle mi?

Öncelikle pistte yanlış saymadıysam 5 farklı noktada geçiş oldu, bu anlamda konunun sadece DRS’ye bağlı olmadığını söyleyelim. Özellikle lastik aşınma dereceleri de bunda etkili, Webber’in Alonso’yu dıştan geçişinde sebebin DRS’den çok lastik aşınması olduğu ortadaydı. Pistimiz de bu yeni dönemde yıldızlaşan pistlerden birisi olacak.

DRS’nin 12.viraj öncesinde yol açtığı geçişlerse biraz suniydi. Normalde iki pilot arasında performans farkı 0,5 sn’den fazlaysa pozisyonunu kaybeden pilotun ertesi turda pozisyonunu geri alamaması gerekir. Oysa ki İstanbulpark’ta DRS bunun tersini yaptı. Bu da geçişlerin suni görünmesine neden oldu. Dün de dediğim gibi ileriki yarışlarda DRS alanının kısaltılması sonucunu görebiliriz, belki bu tam kararında bir geçiş lezzeti bırakır damaklarımızda.

İspanya’nın uzun start finish düzlüğünde yine bol geçiş göreceğimizi düşünüyorum. Yeni bir karar çıkmadan tadını çıkaralım biz de…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder