19 Kasım 2009 Perşembe

2009 dünya şampiyonu Jenson Button Mclaren'de



Normal bir F1 sezonunun ertesinde genelde bu günlerde F1 hakkında günde 1-2 haber ya çıkar ya çıkmaz. Ancak 2009 şampiyonu Jenson Button'ın transferi, Mercedes'in Brawn'ı satın alması, yeni takımların durumu, gridin çoğunluğunun henüz kesinleşmemesi, Raikkonen'in hamlesi gibi konular F1 gündemini bu dönemde de canlı tutuyor...

Abu Dabi GP değerlendirmemde de yazdığım gibi Jenson Button son yılların en beleş şampiyonluğunu elde etti. Bu fikrimi Felipe Massa da bugün neredeyse aynı kelimelerle doğruladı. Autosport'un yaptığı sezon sonu anketinde Sebastian Vettel Button'ı geçerek birinci oldu. 10 takım patronunun yaptığı bu değerlendirme sezonun doğru bir değerlendirmesi aslında. Benim ilk 5'im takım patronlarının ilk 5'iyle neredeyse aynı. Sadece onlar Hamilton'ı ilk 5'e almış, ben oyumu Kobayashi'den yana kullandım. Beleş şampiyon Jenson Button bir daha bu şansı bulamama ihtimalinin bilincinde olarak buna uygun hareket etmeliydi. Brawn'la görüşmeler yaptı, aldığı paranın artırılmasını istedi. Brawn buna yanaşmadı, düşük bir maaş önerdi. Burada Brawn'ın suçlu olduğunu düşünüyorum, bir şampiyona bu kadar da düşük paket sunmaması gerekirdi. Tam da bu esnada Button'ın amatör davranışı ortaya çıktı. Elini kolunu sallaya sallaya, elaleme duyura duyura Woking'e gitti, Mclaren Teknoloji Merkezi'ni ziyaret etti, transfer görüşmesi yaptı. Sözüm ona Brawn duyacak ve paketi artıracaktı. Ancak böyle birşey olmadı, Mclaren'in sadece birazcık yüksek teklifini kabul etti ve hayatının en büyük hatasını yaptı... Neden?

Button ilk 7 yarıştaki dominance'ından sonra en iyi sonuç olarak 3.'lük elde etti. Bu ilk 7 yarışta da Red Bull çift difüzör sistemine henüz geçmemişti. Red Bull paketini iyileştirdikten sonra Mclaren'in öne çıktığı son 3 yarışa kadar yarışları domine etti. Sezonun ikinci yarışında Hamilton ve Vettel show izledik, Barrichello bile bu dönemde iki yarış kazandı. Button'ın ciddi bir iş yapamadığı bu döneme kendisinin diğer pilotlarla karşılaştırıldığı rekabetçilik derecesi (level of competitiveness) açısından bakabiliriz. Birbirine yakın araçlarda kayda değer bir başarı sergilemeyen ve kendini ispatlamayan Jenson Button, kendisinden açıkça çok daha hızlı Lewis Hamilton'la aynı paketle 2010'da yarışmayı göze alarak sadece ve sadece aptal cesareti gösterdi. Mclaren takımının Lewis etrafında şekillendiğini herkes biliyor, 2010'da da 1 numaralı araçla yarışmak hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi değiştirmeyecek, yine takım Lewis'i destekleyecek ve daha yetenekli Lewis Button'ı mağlup edecek. Ayrılma hikayesi vatandaşı Damon Hill'in 1996'daki hikayesiyle aynı olan Button, muhtemelen onun gibi tek şampiyonlukla bu spordan ayrılacak...

Şimdi bunları anlattıktan sonra bu sürece son anda girmiş gözüken Mercedes'in bu karardaki rolünü az çok anlayabiliyorum. Mercedes Jenson'ı takımda tutmak isteseydi bunu yapardı. Nico Rosberg'le anlaşan Mercedes'in Heidfeld'i de alıp Alman takımı oluşturmak istediği düşünülüyor. Tam İngiliz Mclaren karşısında tam Alman Mercedes ilginç bir rekabet oluşturacak. Brawn'dan bugün gelen "eğer Mclaren'le konuşmasaydı 15 milyon pound önerecektik" açıklamasının da sadece belden aşağı oynamak olduğunu düşünüyorum. Sözün özü Jenson Button için zor ve acılı bir dönem başlıyor bana göre...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder