30 Nisan 2010 Cuma

Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için...

Günümüz dünyasında artık bireysel başarılara sadece sporun belli dallarında yer var. Onun dışında sporun geri kalanında, iş dünyasında, aile hayatında yani neredeyse her alanda kazanıyorsanız bunu takım olarak başarabiliyorsunuz. Takım olabildiğiniz ölçüde tehlikeleri karşılayabiliyorsunuz, başarınızı sürekli tutabiliyorsunuz.

Takım olabilmenin de iki temel kuralı var bana göre :

1.Birbiriyle kimyası tutan ve her biri farklı yeteneklere sahip bir takım oluşturmak
2.Oluşan bu takımın da birbirini iyi tanıması, uyumlu olması ve sevmesi

Bu 2 kuralı tam anlamıyla yerine getirmek için ekibime bir fikrimi açtım. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz diyebilmek için birbirimizi tanımalıydık. Bunun için de birbirimizin hobilerini yaşamalı ve anlamalıydık. Fikir şuydu, benimle birlikte 8 kişi olan takımımızdaki her bireyin hobisini tüm ekipçe yapacak, onu öğrenecek ve birbirimizi daha iyi anlayacaktık.

Benim go-kart ve motorsporları sevgim, Murat'ın balıkçılık sevgisi, Nuray'ın Edirne sevgisi, Ayhan'ın tarih merakı, Kemal'in bitki ve ağaç yetiştirme merakı, Fehim'in tekne sevgisi, Özgür'ün bahçecilik sevgisi ve Kaan'ın poker-futbol merakını hep birlikte yaparak takım olacaktık, birbirini iyi tanıyan bir takım.

Ve bugün ilk seansı gerçekleştirdik, birlikte Karting yaptık. Doğumunun yaklaşmış olması nedeniyle Nuray bize kenardan destek verdi, bizler de pist üzerinde keyifli bir 1 saat geçirdik.

Fehim ve benim ağır olmamız nedeniyle takımları ikiye böldük. Nisbeten zayıf olması nedeniyle Özgür-Murat ve göründüğü kadar ağır olmayan Kaan önce piste çıktı. Kaanım ilk defa karting yaptığından olayı bugün kavradı, dolayısıyla biraz geride kaldı. Özgür de pistin tozunu attı :) Özgür de Murat da oldukça iyilerdi. Murat kaskının büyük olması nedeniyle arada sorunlar yaşasa da güzel bir yarış çıkardılar.




Bizim seansta en ağır bendim, Fehim benden sonra ve en ballımız Kemal bizden 15-20 hafif olması nedeniyle şanslıydı. Pist 50 saniyede dönülüyor ve hesaplarıma göre 20 kg ağırlık 1 turda yaklaşık 3 sn farkediyor. Pist sırasıyla kısa bir düzlük sert bir sol-sağ viraj, çok kısa bir düzlük, çok sert bir sol viraj, daha sonra İstanbulpark 8.viraj tarzında hızlı geçilen bir viraj, sağ viraj, orta hızlı bir sol viraj ve ana düzlüğe çıkılmasıyla bitiyor. Başladık, önde başlayan Fehim, sonra Kemal ve ben geliyorduk. Kemal'i yaklaşık 5-6 lastik lastiğe kapışma denemesinde geçemeyince biraz dinlenmek istedim. Bir seferde tam geçiş yapacakken de kapıyı kapattığından yandan çarptım. Pistteki 7. turumda frenaj ve gaz noktalarımı kafamda oluşturmaya başladığımdan hızlandım, sanırım bu turlarda 3-4 sn hızlanmış olmalıyım.




Daha sonra Fehim geride kalınca Kemal onu geçti, mutlulukla sanki yarışı kazanmış gibi kolları kaldırıp sevinmeye başladı ama benim ensesine kadar geldiğimden habersizdi. Daha sonraki turda yine bir geçiş denemesi ve yine kapıyı kapattı. Sonraki turda onu geçtim ve Kemal çıldırdı :) Geçişi yapar yapmaz virajlarda yarış çizgisini ve biraz daha içeriyi kapattım. Kemal bu dakikadan sonra tam 3 defa çarptı bana, bilerek :)) Sonuncusunda öyle bir çarptı ki, onun go-kartıyla benim go-kartım içiçe geçti.

Her neyse, benim içim rahat, istediğim yerde bitirdim yarışı :)

Sonuç olarak çok çok keyifli bir aktivite geçirdik. Ve tur zamanlarını görebileceğimiz bir pistte aktiviteyi tekrarlamaya karar verdik. Benim ve hobim ve tutkumu da hep birlikte yaşamış olduk.



Yarın da akvitelerimizin 2. seansını gerçekleştiriyoruz. Hep birlikte tekneyle Marmara'ya açılıp balık tutacağız. Böylece Murat'ın Balıkçılık ve Fehim'in tekne sevgisini yakından yaşayacağız. Onun da notlarını elbette paylaşacağım buradan.

Türkiye'nin en iyi satış ekibinde birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder