8 Mayıs 2010 Cumartesi

İspanya GP Sıralamalar - Bildiğimiz gibi...

Formula 1'de Avrupa sezonuna bu hafta sonu başlamış olduk. Avrupa sezonu için her zaman gerçek sezonun başlangıcı denir, çünkü dayanıklılığın görece düşük olduğu Asya bölümü sonrası takımlar kendi fabrikalarında gelişimi hızlandırma, rüzgar tüneli testlerini sağlıklı yapabilme ve yeni parçalarını yarış hafta sonlarında aktif olarak deneyebilme/değiştirebilme şansı buluyorlar. Kısacası Avrupa sezonunda gerçek show başlar...

Bu yazımda takımların performansından ziyade bugün olanlara yoğunlaşacağım. Takımların ve pilotların performansları ve görünümlerini yarış raporuyla birlikte anlatacağım.

Barcelona'da Cuma antrenmanlarının ilk seansında beklenenin biraz daha dışında bir durumla Mclaren'ler ön sıradalardı. Ancak 2.seansta Webber ve Vettel favori gösterilmelerinin de doğru bir beklenti olduğunu gösterdiler, ikili yumuşak lastiklerle çıkardıkları inanılmaz zamanlarla gridin geri kalanını derin bir düşünceye sevkettiler. Bunun dışında Cuma gününün aslında en önemli gelişmesi araçtaki güncellemelerle birlikte Schumacher'in Rosberg'e göre ciddi anlamda rekabetçi görünmesiydi. İlk seansta Rosberg'den 0.3, ikinci seansta da 0.5 saniye daha hızlı olan Michael Schumacher her iki seansı da 3.sırada tamamladı. Ferrari pilotları kayıplardaydı dünkü 2 seansta da.

Bir diğer ilginç gelişme Lotus'un Barcelona'ya getirdiği gelişimlerle, gridin eski takımlarının en kötüsü Williams'tan 2.seansta sadece 0.5 sn geri kalmasıydı.

Sıralamaların ilk seansında artık alışıldığı üzere yeni 3 takımın 6 pilotu eleniyor (olaylı Malezya haricinde), bunların dışında gridin geri kalanından da 1 sürücü eleniyor. Bu isim Bahreyn'de Alguersuari'ydi, Avustralya'da Petrov, Çin'de de Liuzzi'ydi. İspanya'da da piyango Williams'tan Barrichello'ya vurdu. Williams'ın kötü performansı nedeniyle bir sürpriz değildi bu bana göre. Aracının performansının daha da gerisinde bir görüntü veren Liuzzi de Rubens'in bir sıra üzerinde yer aldı. Liuzzi'nin sezonun devamında Paul di Resta ile (hatta belki Chandhok ile) yer değiştirmesi gündeme gelebilir bana göre.

İkinci seansta Toro Rosso'nun ve Force India'nın iki pilotu da elendi. Williams'ın kalan tek sürücüsü Hulkenberg yine elendi. Sauber'den Kobayashi üst üste ikinci defa takım arkadaşını geçmekle kalmadı, diğer iddialı isim Petrov ve iki STR'yi geçerek son seansa kaldı. Bu seansta Koba'nın hem Rosberg'i hem de Massa'yı da geçtiğini hatırlatayım. İlk seansta olduğu gibi bu seansta da en hızlı isim Webber'di. Vettel'le aradaki fark 0.107 saniyeydi.

Redbull paketinin de farkıyla yumuşak lastiğini kullanma zorunluluğu hissetmedi, sert lastik turları diğer takımların yumuşak lastikleriyle aynı ya da çok yakındı. Bu yüzden seans sonuna kadar sert lastiği kullandılar. Seans biterken yumuşak lastiklerine geçiş yaptılar.

Dananın kuyruğunun kopacağı son seansta asıl soru favori Redbull'un hangi sürücüsünün pole pozisyonunu alacağı sorusuydu. Pistin kauçuk miktarının ve dolayısıyla yol tutuşunun artacağı son turlara kadar pilotlar turlarını tamamladılar, değişen yumuşak lastiklerle gerçek zaman turları başladı. Diğer takımların yerlerini belirlemelerinden sonra ayrı bir gezegende yarışan Redbull'daki sıralama için Vettel turunu ilk tamamlayan isimdi, 1.20.101'le. Ardından 1.19.995'lik inanılmaz zamanıyla Webber pole pozisyonunu kazandı. İlginçtir, fark bu sefer de 0.106 sn oldu, ikinci seansla neredeyse aynı. Raikkonen'in Webber'in yerini alacağını iddia edenlere duyurulur...

Redbull tam bir aerodinami pisti Barcelona'da imparatorluğunu bir kere daha ilan etmiş oldu. Zamanlara baktığımızda ilk sektörde kendi F-kanal sistemini getiren Ferrari'nin (özellikle de Alonso'nun) en hızlı olduğunu gördük. Ancak F-kanalsız Redbull'dan sadece saniyenin yüzde birlik dilimleriyle önde olması Redbull'un ne halde olduğunun anlaşılması için bir anekdot olabilir! Orta hızlı virajların yer aldığı ikinci sektörde Redbull rakipsiz ve rahattı. 29.8 ve 29.9 sn'lik zamanlara diğer takımların en iyi cevabı 30.2'de kaldı. Ancak asıl problem üçüncü sektördeydi. Redbull S3'de inanılmaz bir fark attı. 27.6 ve 27.7 sn'lik zamanlara diğer takımlar en iyi turlarında 30.1 ile cevap verebildiler. Tek istisna Schumacher'di 29.9 ile, ancak onun da bu zamanı 10.virajdaki erken frenlemesinden ürettiğini sanıyorum. 10.viraj S2'nin bitip S3'ün başladığı yer ve orta uzunlukta bir düzlük sonu. Erken fren yapan pilot 11.viraja daha yüksek bir hız taşıyor, geç fren yapan da S3 zamanından yemiş oluyor. Mclaren ve Ferrari'lerin S2 zamanı 30.3'e karşılık Schumi'nin 30.5'ine bakarak bu kanıya vardım.

Webber sıralamardaki performansıyla zaten bugün yenilmez olduğunu ispatlamıştı ve hakettiği bir pole pozisyon aldı. Vettel de basın toplantısında bundan bahsetti. Webber'i geçemeyeceğini anladığını söyledi. Yarın bu iki pilottan startta kaybeden yarışı da kaybetmiş olacak. Vettel'den iyi bir start beklediğimi ifade etmeliyim.

Yarın Redbull bir aksilik olmazsa yarışı rahat bir şekilde kazanacak. Neden mi? Uzun sürüşlerdeki istikrarı nedeniyle, hızlı virajlarda daha da ezici olmak üzere tüm virajlarda hızlı olduğu için ve de S3'deki benzersiz hızını start/finish düzlüğüne taşıyıp her tur hızlı zamanlar çıkaracağı için. Yeni F-kanalıyla S3 ve hız ölçüm noktalarında en hızlı olan Ferrari'nin (aslında Alonso'nun) yarın podyum için de güçlü bir şansı var, iyi bir start alması koşuluyla. Alonso'nun muhtemel bir Redbull start ya da pit stop hatası ya da dayanıklılık probleminde galibiyet şansı da var, lastik kullanımı ve düzlük hızı nedeniyle.

Yarınki yarışı kazanmak ya da kaybetmek tamamen Redbull'un elinde, İngilizce'deki sevdiğim bir tabirle "Race is for Redbull to lose", kendilerini durduracak olan tek şey kendileri.

İyi seyirler ve sonrasında blogumda tekrar görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder